Musul’u kaybettiğimiz gün...

GÜNÜN TARİHİ: 5 Haziran 1926Ortadoğu’daki çıbanbaşı, şimdilik İsrail olarak görünüyor. Oysa, bu çıbanbaşının da başı, tâ iki asır öncesinden itibaren bölgeyi...

GÜNÜN TARİHİ: 5 Haziran 1926
Ortadoğu’daki çıbanbaşı, şimdilik İsrail olarak görünüyor. Oysa, bu çıbanbaşının da başı, tâ iki asır öncesinden itibaren bölgeyi şekillendirmeye çalışan “İngiliz Siyaseti”dir.

Bunun farkına varılıp, ona göre gerekli tedbirler alınmadığı müddetçe, bizim gibi diğer Müslüman toplulukların da çilesi bitmez.

Bu yazının asıl konusu, arkasında aynı “İngiliz Siyaseti”nin bulunduğu iki vahim hadisenin gelişme seyrine dair. Ki, her iki hadise de yılın tam aynı gününde vukua geldi... Şimdi, sırasıyla bunlara değinelim.

5 Haziran 1926:

Musul, göz göre göre gitti

Türkiye ile bağlantısı ara ara gündeme gelen Musul, işte tam da bu tarihte kaybedilmiş oldu.

Tarihî kayıtlarda "Musul Meselesi" şeklinde yer alan bu dâvâ, esasında genç Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında masa başında kaybedilmiş bir dâvâdır.

Çünkü, Musul Birinci Dünya Savaşı’nda kaybedilmedi. Tâ Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı 30 Ekim 1918 yılına kadar bile, Musul ve çevresi Osmanlı topraklarına dahildi. Üstelik, asgarî vatan sınırları olan "misâk-ı millî" hudutları içindeydi.

Ne var ki, kısa bir süre sonra İstanbul'u işgal eden İngilizler, aynı tarz hareketle Musul'u da işgal ettiler.

* * *

İstiklâl Harbi’nden sonra, Musul meselesi yine gündemdeydi. Türkiye buradan vazgeçmiş değildi.

Konu, Lozan görüşmelerinde de ele alındı. Türk delegasyonu içinde yer alan Dr. Rıza Nur, Hatırat'ında, heyet başkanı olan İsmet Paşa tarafından Musul'un gerektiği şekilde savunulmadığı ve adeta İngiltere'nin dümen suyuna gidildiğini yazıyor.

Lozan Konferansı’nda kesin çözüme bağlanamayan Musul meselesinin halli, Türkiye-İngiltere ikili görüşmelerine bırakıldı. 19 Mayıs 1924'de, bu maksatla İstanbul'da toplanan Haliç Konferası’nda da, Türkiye lehinde kayda değer bir ilerleme sağlanamadı. Meselenin Birleşmiş Milletlere (Cemiyet-i Akvam) intikal ettirilmesine karar verildi.

Oysa, Türkiye henüz bu cemiyetin üyesi bile değildi. İngiltere ise, cemiyette en çok ağırlığı olan bir ülke konumundaydı.

Netice itibariyle, Musul'un Türkiye'den ayrılıp Irak'a bağlanması ve Irak'ın da 25 yıl müddetle İngiltere'nin hegemonyasına terk edilmesine karar verildi. Bu arada, Türkiye'ye de—adeta sus payı kàbilinden—25 yıl boyunca Musul petrollerinden % 10 pay verilmesi kararlaştırıldı. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Meşrûtiyetten önceki Şûrâ 01 Nisan 2018 | 247 Okunma Türk Ocakları ve Barbaros heykeli 25 Mart 2018 | 169 Okunma İki Çanakkale var 18 Mart 2018 | 169 Okunma Yeşilaycıydı; katledildi 05 Mart 2018 | 206 Okunma Seferberlik hâli 27 Şubat 2018 | 235 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar