Siyaset: Kesrette vahdet!

Nerede arıyoruz 24 Haziran seçimlerinin muhayyel sonuçlarını? Kimi liste krizinde, kimi bürokratik kibirde, kimi hileli ve provokatif kanlı kansız derin operasyonlarda arıyor en arzu ettiği sonucu. Kimi ecnebi dernek fonlarının...

Nerede arıyoruz 24 Haziran seçimlerinin muhayyel sonuçlarını? Kimi liste krizinde, kimi bürokratik kibirde, kimi hileli ve provokatif kanlı kansız derin operasyonlarda arıyor en arzu ettiği sonucu. Kimi ecnebi dernek fonlarının şıkırtılı itibarında, kimi muhalifliğin beslediği sonsuz kin ve nefrette, kimi milletin kahramanlık destanlarında, kimi yerli ve milli cesaretini sergileyenler arasında dibine kadar vicdanları istismar etmekte... Arıyor seçimini.

Evet her birimiz seçimlerimizin sonucuyuz. İster şu lider ister bu başkan, şu parti, bu milletvekili adayı. Hangi işarete meylediyorsak, hangi alameti algılıyor, neyi seçiyorsak irademizle: İlla nefsimizin surete girmiş haliyle muhatabız. Alem ameldir dermiş eskiler. Ne geniş mana. Anlamak isteyelim yeter ki. İçerden dışarıya hiç kesilmeyen bir akış, halka halka.

***

24 Haziran seçimlerine seçimlerimiz diyerek içe doğru manayı genişletmeye başladığımda yine birileri çıkıyor, siyasete de tasavvuf katmasanız olmaz mı diye dikleniyor. Hatta birileri daha geliyor tasavvuf diye ayrı bir din vehmederek “vahdeti vücutçu” filan diye bir çerçeveye (kendi göreceli algısından mülhem) oturtuyor nefsinde canlandırıp zevk edemediği ilimler bütünlüğünü.

Hakikat bir noktaysa böyle böyle çoğalıyor işte cehalet perdelerimizle. Hz. Ali’nin “ilim bir noktaydı onu cahiller çoğalttı” dediği bu olsa gerek. Biziz çünkü nefsimizin cahili ve zalimi. En büyük perde nefsimizin zaafları.

Siyaset ayrı, maneviyat ayrı demek yetmiyor, din diye ayrı bir şey var sanıyoruz. Hayatın dışında, hayali bir din, siyasetin, güncelin, şu anın, şu zeminin dışında bir din. Vücudun her uzvunun birbiriyle ilişkisini koparacak bir gayrı’lık prensibi uyarınca güncel olan ayrı, iktisadi olan ayrı, psikolojik veya sosyolojik açılar iyice ayrı olarak kodlanıyor algımızda.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu mecradaki son yazı 22 Haziran 2019 | 301 Okunma İstanbul’dan Elmalı’ya beldeleri merkez yapan nefes! 18 Haziran 2019 | 138 Okunma Öğrenmenin önündeki en büyük engel: Benlik kibri 15 Haziran 2019 | 256 Okunma Siyaset meydanı da ‘akleden kalb’e dahil 11 Haziran 2019 | 62 Okunma Birlikte geçilen kapılar, tek başına girilemeyen odalar 08 Haziran 2019 | 149 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar