Fitne...

İman edenler, Kur’an dilinde, Allah ve Resulünün davetine mutlak bir icabetle karşılık vermeye çağrılır. Bu karşılık veriş, aynı zamanda fert, aile ve cemiyetin her alanda gerçek hayata...

İman edenler, Kur’an dilinde, Allah ve Resulünün davetine mutlak bir icabetle karşılık vermeye çağrılır. Bu karşılık veriş, aynı zamanda fert, aile ve cemiyetin her alanda gerçek hayata ulaşmasının da garantisidir. Davete icabet etmeyenler hiçbir zaman gerçek hayat garantisini elde edemezler. Onlar için mukadder olan hayat, ölünün biyolojik hayatının bir süreliğine devamı gibidir. Hayatsa işte böylesi bir hayat, yaşantıysa işte böylesi bir yaşantı...

Bilinmelidir ki, Allah, kişinin kalbiyle arasına girer. Bu tür muameleye maruz kalmak, kişinin en çetin imtihanıdır. Dün ak dediğine kara diyen, dün kara dediğine ak diyen insanların çoğundaki tenakuzun kaynağı bu tür imtihana, iptilaya muhatap olmalıdır. Rabbimizin engin rahmetinden başka da bu imtihandan kurtulmanın çaresi yoktur. İnsanın imanını küfre, hidayetini dalalete, nurunu zulmete, ilmini cehalete, aklını aptallığa, sevgisini nefrete tebdil eden bu ağır imtihandır. Onun içindir ki Peygamberimiz Efendimiz, “Kalpler Rahman’ın iki parmağı arasındadır, istediği yöne evirir çevirir. Ey kalpleri evirip çeviren Allah’ım, kalbimi dininde sabit kıl” diyerek bize çok önemli bir öğreti ve uyarıda bulunur. Herkes için bu hale düşme ihtimal dahilinde olduğuna göre, herkes bu akıbetten korkmalı, ürpermeli Rahman ve Rahim olan Allah’a iltica edip korunma talebinde bulunmalıdır. Biz de öyle yapıyor ve Rabbimizden kalbimizi dininde sabit kılmasını diliyor, dileniyoruz.   

Bu akıbete düşmemenin ön çaresi ise, Allah ve Resulünün davetine kayıtsız şartsız icabet etmek, yani tecezzi ve inkısama meyletmeden İslam’ı bütün hükümleriyle bir bütün olarak yaşamaktır. Bu bütünlük içinde yaşanırsa İslam hayata hayat olur; fert, aile ve cemiyet hayatı, yaratılış gayesine ve varlık hikmetine uygun yaşanır. 

Enfal Suresinin yirmi dördüncü ayetinde, baştan bu yana mealen anlattıklarımız ifade edildikten sonra, yirmi beşinci ayette büyük fitneye dikkat çekilir. “Öyle bir fitneden korkun ki, o geldiğinde sadece zalimler özelinde kalmaz, zalim olmayanları da içine alır.” 

Fitne, imtihan, mihnet, azap, şiddet ve her türlü zorlayıcı haldir. Kaos, kargaşa, içtimai sarsıntıların bütünü fitnedir. Fitne, öldürmekten daha ağır bir vebal, daha büyük bir günahtır. Fitne, bütün değerlerin altüst olması, bütün kıymetlerin ateşe verilmesidir. Fitnenin olduğu yerde huzur yoktur, fitnenin olduğu yerde istikrar ve istikamet sürgünde demektir. Fitne, ferdi olduğu gibi, aile ve cemiyeti de birlikte batırır. Musibetler, belalar fitne ile birlikte umumileşir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Takva 23 Mart 2024 | 126 Okunma Hızır Peygamberin ilk dersi 16 Mart 2024 | 481 Okunma Hatıra defterimden (2) 09 Mart 2024 | 529 Okunma Hatıra defterimden (1) 02 Mart 2024 | 406 Okunma FETÖ elebaşının ölü kedi stratejisi 24 Şubat 2024 | 984 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar