Ve, NATO Çin’i radarına aldı

NATO'nun 1990'lı yılların ikinci yarısından itibaren içine düştüğü en büyük bunalım, 'Kuzey Atlantik İttifakı'nın askeri açıdan 'varlığını daim kılacak' bir ana tehdit başlığını kaybetmiş olmasıydı.

Rusya, Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrasında içine düştüğü siyasi, ekonomik, idari ve askeri bunalımın getirdiği ağır sorunlarla boğuşur ve 'tehdit' olabileceği tüm unsurları kaybetmiş gözükürken, ufuk çizgisine yakın, Asya'nın bir ucundaki Çin de, ekonomik, siyasi ve askeri gerekçelerle bir 'tehdit' olarak algılanabileceği düzeyin oldukça altındaydı.
Bu nedenle, ağırlıklı olarak ABD'nin 'koruma şemsiyesi' altında, 'Sovyet tehdidi'nin 'sıcak nefesi'ni ensesinde hisseden Batı Avrupa, 1990'lı yılların ortasına kadar NATO'nun varlığında da, gücünden de memnundu. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel kutuplaşmanın ‘ekonomik’ sonuçlar 19 Nisan 2024 | 36 Okunma Küresel ekonominin 4 ‘derinleşen’ sorunu 17 Nisan 2024 | 102 Okunma Türkiye’nin küresel hedefi yüzde 1.5 15 Nisan 2024 | 99 Okunma Küresel talebin direnci ve Türkiye’nin büyümesi 10 Nisan 2024 | 59 Okunma Küresel enflasyonun değişen anatomisi 08 Nisan 2024 | 31 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar