Terörün hedefi ‘Yenikapı Ruhu’

15 Temmuz menfur darbe girişiminden bu yana, birkaç koldan yürüyen terör eylemlerinin, toplumsal ahengimizin yanı sıra, reel kesim güveni ve tüketici güvenini de doğrudan hedef alarak, Türkiye'nin katma değer becerisini sekteye...

15 Temmuz menfur darbe girişiminden bu yana, birkaç koldan yürüyen terör eylemlerinin, toplumsal ahengimizin yanı sıra, reel kesim güveni ve tüketici güvenini de doğrudan hedef alarak, Türkiye'nin katma değer becerisini sekteye uğratmayı hedeflediğini belirtmekle yükümlüyüz. Türkiye'nin, gerçekleştirdiği ekonomik ve demokratik reformlarla, 823 milyar dolarlık bir milli gelire ulaştığı süreç, bizi 4 milyar dolarla, fakir ve yardıma muhtaç ülkelere yardımda en iddialı ilk 5 ülke seviyesine getirdi. Terör, sosyo-ekonomik ahengimize doğrudan saldırarak, becerilerimizi köreltmeyi hedefleyerek, Türkiye'yi kendi kabuğuna çekilmeye zorluyor.
İsteniyor ki, güneyimizde, Türkiye'ye alternatif yeni ekopolitik koridorlar oluşturuluyorsa, küresel enerji stratejilerinde devre dışı kalmamız isteniyorsa, ses çıkarmayacağız.
Afrika ülkelerine, tarihte görmedikleri bir perspektifle, özgüvenlerini güçlendirecek bir işbirliği modeli ile yaklaşıyorsak, bundan da vazgeçeceğiz.
Küresel ekonomi-politik platform yeniden yapılanırken, Soğuk Savaş sonrası 'tek kutuplu' dünya, yerini 'çok kutuplu' yeni bir yapılanmaya terk ediyor ve tüm 'kutup'lar Türkiye ile diyalog arıyor olmasına rağmen, çok taraflı bir ilişki modeli oluşturmaktan bilhassa kaçınacağız.
Küresel sistem dünya ülkelerini siyasi model arayışına zorlarken, biz tıkanmış bir modelde ısrarcı olmayı sürdüreceğiz.
İkna olmakta zorlanıyorsak, terörle sindirilmeye çalışacağız. Hakikaten böyle bir baskının Türklerin üzerinde bir etkisi olacağını zanneden enayi varsa, bin yıllık tarihimizi birkaç defa okusun.

Ekonomide 'birlik-beraberlik' ruhu
2003-2006 döneminde Türkiye Ekonomisi'nin yakaladığı ortalama büyüme yüzde 7.4'tü ve yarısı özel sektör yatırımlarıyla gerçekleşmişti.
Hep, 'Gezi'yi konuşuyoruz; ama Türkiye'nin bölgesel rolüne ilk darbe 'Danıştay Saldırısı'dır. Çünkü o saldırıya kadar 100 puanın üzerinde seyreden Tüketici Güveni, o saldırısı sonrası, AK Parti kapatma davası, 'Gezi' olayları ve '17-25' ile bir daha 100'ün üzerini göremedi. Tüketici güveni ve reel sektör güveninde kırılmalar, bir süre sonra büyümeyi, istihdamı ve ekonomik istikrarı da tehdit eder hale gelir. Üzerimizdeki tüm bu küresel politik baskıyı, ekonomi alanında da 'birlik-beraberlik' ruhu ile püskürtebiliriz.
Türkiye 27 çeyrektir pozitif büyüme rekoru kırarken, '15 Temmuz'la büyümeyi de yaraladılar; unutmayalım.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel kutuplaşmanın ‘ekonomik’ sonuçlar 19 Nisan 2024 | 32 Okunma Küresel ekonominin 4 ‘derinleşen’ sorunu 17 Nisan 2024 | 102 Okunma Türkiye’nin küresel hedefi yüzde 1.5 15 Nisan 2024 | 99 Okunma Küresel talebin direnci ve Türkiye’nin büyümesi 10 Nisan 2024 | 59 Okunma Küresel enflasyonun değişen anatomisi 08 Nisan 2024 | 31 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar