24 Haziran: Komünizmin sonu mu?

Sabahattin Zaim'den Nevzat Yalçıntaş'a, Yüksel Ülken'den Akın İlkin'e, Erdoğan Alkin'den Esat Çam'a, Nusret Ekin'den Toktamış Ateş'e ve Turan Yazgan'a, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nin rahmetle ve...

Sabahattin Zaim'den Nevzat Yalçıntaş'a, Yüksel Ülken'den Akın İlkin'e, Erdoğan Alkin'den Esat Çam'a, Nusret Ekin'den Toktamış Ateş'e ve Turan Yazgan'a, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nin rahmetle ve hasretle andığım birbirinden değerli akademisyenleri bir araya geldiklerinde şu espriyi yaparlardı: 'Türkiye, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e her zaman kapitalist sistemde yer almış son komünist ülkedir.' Osmanlı'dan günümüze, Türk bürokrasisi için oluşturduğumuz felsefe ve bürokrat yetiştirdiğimiz lise, yüksekokul ve üniversitelerde aşıladığımız yaklaşım 'önce devlet' olmuş. Bu durum o kadar oturmuş bir bürokratik anlayış ki, hangi dünya görüşünden gelirse gelsin, göreve başlayan her bürokratın emekli olana kadar en kılcal damarlarına kadar işliyor.
1939-50 arası, Türkiye'nin aşırı devletçi dönemi ne yazık ki bu anlayışı daha da derinlere işletmiş. Öyle ki, 68 yıldır, gelip gelip, hep aynı yerde tıkanıyoruz.
Yukarıdaki tespitle bürokratlarımızın Türkiye'nin iyiliğini istemediklerini söylemiyorum.
Ancak, 150 yıllık bir gelenekle gelen ve son 70 yılda perçinlenmiş bir 'devletçilik' anlayışı, bürokrasinin öncelikleriyle ilgili sorun oluşturuyor ve 'devletçi' anlayış, bizi küresel rekabette iddialı konuma taşımıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak'ın son 3 yılda bakanlıkta gerçekleştirdiği devrimsel değişimden, büyük çaplı yaklaşım farkından ve bakanlığın onca yıldır konuşmadıklarını bugün konuştuğumuzdan boşuna söz etmiyoruz. Bakan Albayrak, rekabet edilebilir enerji fiyatlarında büyük atılımların devam edeceğini bu nedenle dile getiriyor. ABD'nin üretim maliyetleri konusunda son 20 yılda yaşadığı büyük kırılma, artık taşınır gibi değil ve Kanada'daki G-7 toplantısında ciddi bir kavgaya dönüştü. ABD, maliyetlerini yönetememesine yönelik tepkiyi 'aptal ticareti' olarak tanımlamakta. İşin özü, 21. Yüzyıl'da önde gelen ekonomileri birbirinden farklı kılacak temel başlık artık 'maliyetlerin yönetimi.' Bakan Naci Ağbal'ın büyük bir mücadeleyle genel kurula getirdiği 200 milyar TL'lik KDV iadesi 'hangi anlayışa' takıldı? 3 yıldır özel sektöre yönelik vergi yükünü azaltıcı adımları Maliye bürokrasisi nasıl değerlendiriyor? Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı bürokrasisi iç, dış ticaret ve gümrük işlemlerinin reel sektörce daha yönetilebilir maliyetlerle yürütülmesi adına yeterince yeni süreç üretiyor mu? Türkiye'nin 24 Haziran'da yürürlüğe girecek yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden sağlayacağı en büyük imkânlardan biri de, bürokraside '21.
Yüzyıl' anlayışıdır; ekonomi yönetiminde 'maliyet odaklı' yaklaşımdır.
Türkiye, önümüzdeki 10 yılın hikâyesini 'rekabet edilebilir maliyetler'le yazacak.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel ekonominin 4 ‘derinleşen’ sorunu 17 Nisan 2024 | 101 Okunma Türkiye’nin küresel hedefi yüzde 1.5 15 Nisan 2024 | 99 Okunma Küresel talebin direnci ve Türkiye’nin büyümesi 10 Nisan 2024 | 59 Okunma Küresel enflasyonun değişen anatomisi 08 Nisan 2024 | 31 Okunma Türkiye’nin özü ‘ilerleme’ ve ‘kalkınma’dır 05 Nisan 2024 | 50 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar