Ekonomistlik felaket tellallığı değildir

Ekonomist, benim kuşağın ifadesi ile iktisatçı, toplumun sosyo-ekonomik, sosyo-politik hassasiyetlerine, gündemine azami hassasiyet gösteren, zaten tansiyonu hayli yüksek olan gündemi iyi analiz edip, ekonominin makro dengelerini belirli bir noktada...

Ekonomist, benim kuşağın ifadesi ile iktisatçı, toplumun sosyo-ekonomik, sosyo-politik hassasiyetlerine, gündemine azami hassasiyet gösteren, zaten tansiyonu hayli yüksek olan gündemi iyi analiz edip, ekonominin makro dengelerini belirli bir noktada tutacak önerilerde bulunan uzman demektir. Ne acıdır ki, bize öğretilen anlayışın aksine, son dönemde, felaket tellallığı yapan, yangına körükle giden meslektaşların sayısında artış var. Veya, kendine 'ekonomist' deyip, makro verileri bile okumaktan aciz olanlar. Mutlak rakam veri ile, oransal veriyi karıştıranlar. Türkiye'nin orta büyüklükteki bir bankasının ekonomistleri, geçtiğimiz hafta, belirli büyüklüğe sahip özel müşterilerine ekonomi sunumu yapmış. Bankanın ekonomistleri 'OHAL nedeniyle, şirketler yatırım yapmıyor' ve 'makine ve teçhizat yatırımları yok denecek kadar az' diye buyurmuşlar.
2016 yılının ilk yarısında 191 milyar TL'lik inşaat yatırımı yapılmış iken, 2017'nin ilk yarısında 252 milyar TL'lik inşaat yatırımı gerçekleşmiş. 2016'da makine-teçhizat yatırımları 138 milyar TL, 2017'de 139 milyar TL. Türkiye'nin büyümesi ve enflasyon dikkate alındığında, makine ve teçhizat yatırımlarında reel daralma var. Bankalarımızda nasıl ekonomistler çalışıyor ise, ilk 6 ayda makine- teçhizat yatırımlarındaki yüzde 10.3'lük daralmayı, 'yatırımlar yok denecek kadar az' diye okuyor. 139 milyar TL'lik yatırım, 'yok denecek kadar az' kapsamına giriyor, bunlara göre. Almanya, Avrasya'da en fazla destek alabileceği Türkiye ile anlamsız bir siyasi gerginliğe girmiş; Peşmergeye ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ndeki bürokrat ve memurlara maaş veremez hale gelmiş Barzani, bölgeyi kaosa sürükleyecek bir bağımsızlık referandumunun peşinde iken, tüm bu bölgesel ve küresel ekonomi-politik gerginlikleri yönetme gayretini etkili bir şekilde sürdüren Türkiye'yi doğru okuyacak ekonomistlere her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
Gün, ekonomistlerin az konuşup, daha fazla çözüm önerisinde bulunacakları, Türkiye'yi ekonomik alanda sıkıştırmaya yönelik operasyonlara yönelik, akılcı, seri hayata geçirilebilecek çözümler üretecekleri dönemdir. İktisatçı dediğin, salt enflasyon ve kur tahmini yapmaz; esas fiyat ve kur istikrarına yönelik model önerir. Türkiye ekonomisine güveni arttıracak adımlar, reformlar, öneriler, bölgesel ve küresel siyasi tansiyonun yükseldiği dönemde öncelikli görevimiz. Rakam cambazlığı ile, 'bardağın boş kısmı'nı gösterme hevesinden bir an önce kurtulalım.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel kutuplaşmanın ‘ekonomik’ sonuçlar 19 Nisan 2024 | 17 Okunma Küresel ekonominin 4 ‘derinleşen’ sorunu 17 Nisan 2024 | 102 Okunma Türkiye’nin küresel hedefi yüzde 1.5 15 Nisan 2024 | 99 Okunma Küresel talebin direnci ve Türkiye’nin büyümesi 10 Nisan 2024 | 59 Okunma Küresel enflasyonun değişen anatomisi 08 Nisan 2024 | 31 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar