Almanya’da radikalizmin zaferi mi?

Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel Türkiye’yi hedef alan çok hırçın açıklamalar yaptı.Almanya gibi köklü bir Avrupa devletinin dışişleri bakanına yakışmayan her şey vardı bu...

Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel Türkiye’yi hedef alan çok hırçın açıklamalar yaptı.
Almanya gibi köklü bir Avrupa devletinin dışişleri bakanına yakışmayan her şey vardı bu açıklamalarda.
Boykot, tehdit, karalama ve akıl hocalığı…
Ülkesindeki aşırı sol ve sağ fraksiyonların Türkiye’ye karşı yıllardır yürüttüğü söylemleri artık Alman Dışişleri Bakanından duyuyoruz. Onların düşmanca politikalarını artık Alman makamlarının hayata geçirmeye başladıklarını görüyoruz.
PKK sempatizanı Sol Parti (Die Linke) Eş Başkanı Katja Kipping mart ayında Türkiye’ye turizm boykotu çağrısında bulunmuştu. Şimdi artık Alman Dışişleri Bakanının ülkesinden Türkiye’ye seyahat edeceklere yönelik uyarıları fiilî bir turizm boykotu anlamına geliyor. Türkiye’de kimlerin hangi sebeple tutuklandığını gayet iyi bildiği hâlde turistlerin risk altında olduğu düşüncesini yaymaya çalışıyor. Açıklamalarının Türkiye’ye yönelik açık bir ekonomik saldırı olduğunu bilecek kadar akıllı ve tecrübeli bir siyasetçi Gabriel.
Arkasında partisi SPD’nin yeni başkanı Martin Schulz “Hadi aslanım, yoksa gene seçimleri kaybedeceğiz!” der gibi omzuna vuruyor.
Aynı Martin Schulz yaptığı açıklamalarda, Ankara ile Brüksel arasında gümrük birliğinin genişletilmesine yönelik görüşmelerin ve Türkiye’ye yönelik AB finans desteğinin kesilmesi çağrısında bulunup Başbakan Angela Merkel’e, Türkiye konusundaki suskunluğuna son verip daha sert bir tutum alması çağrısında bulundu.
Merkel ne yaptı peki?
O da kendisini akıntıya bıraktı…
Ülkesinde, yıllardır yürütülen bilinçli kampanyalarla artık sele dönüşmeye başlayan Türkiye düşmanlığı akıntısına.
Federal meclis seçimleri öncesinde akıntıya karşı kürek çekmenin anlamsız olduğunu düşünüyor olmalı.
Türkiye’ye yönelik turizm boykotu, Alman firmalarının Türkiye’deki yatırımlarını durdurmaları, AB’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini durdurması, adaylık ya da mülteci anlaşmasından dolayı Türkiye’ye verilmesi öngörülen AB paralarının durdurulması, Türkiye’ye silah satışının durdurulması ve her türlü askerî iş birliğinin kesilmesi çağrıları yakın zamana kadar Sahra Wagenknecht, Katja Kipping, Frauke Petry ve Cem Özdemir gibi aşırı sol ya da sağ parti liderlerinden geliyordu.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’yi Rusya’dan ayırmak! 18 Nisan 2018 | 164 Okunma ABD-Rusya gerginliğinde Türkiye’nin tavrı ne olmalı? 14 Nisan 2018 | 216 Okunma Suriye’den Üçüncü Dünya Savaşı çıkar mı? 11 Nisan 2018 | 236 Okunma Terör devleti ve ortakları 07 Nisan 2018 | 86 Okunma Türkiye-Rusya-İran zirvesi neden önemli? 04 Nisan 2018 | 145 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar