Hazin bir Volkan öyküsü!

Bendeniz “Haftalık” köşemi en geç çarşamba öğleden sonra gazeteme gönderirim. Dolayısıyla da Volkan Demirel’in çok ama çok hazin özür tiyatrosunu yazamadım geçen hafta... Gelen sağlam bilgilere göre Volkan önce Dereağzı’nda ayaküstü bir özür mesajı verip tüyecekmiş. Ancak korumalar içerilerde bir yerlerde bu açıklamayı yapmasını, resmen ve alenen emretmişler. Sonrasında bir odacığa girilmiş, basın mensubu arkadaşlar bir masacık ve bir sandalyecik bulup Volkan’a yardımcı olmuşlar. O da bir buçuk dakikada konuşup gitmiş. Yazık! Sen 15 sene Fenerbahçe kalesini koru, uzun süre kaptanlık et, millî takımda onca maç oyna ve böyle bir rezalete alet ol! Eeee, millî takım kalesini hayati bir maçta bırakıp tüyenden acaba bir güç rövanş mı aldı? Ne dersiniz?   Bravo Ersun Yanal!
Fenerbahçe’nin eski, pardon yeni teknik direktörü Ersun Yanal, Antalya kampında uzun bir söyleşi verdi. Bence en çarpıcı yeri şuydu: “Ali Koç Türk futbolu için büyük bir şanstır...” Eh, ben de ıskartaya çıkmış iken, kim bilir, belki de Ersun Yanal gibi beni bir zamanlar hayalinden bile geçirmeyen, cebime avrolar indirir ve de prestij kazandırırsa bu cümleyi kullanırım.

  Aman Tolgay gitmesin! Beşiktaş, söylenene göre ki sonra kesinlik de kazandı, devre arasında yedek kulübesinde ekmek arası kebap yiyen Tolgay’ı kimselere kaptırmamak için sık sık açıklama yapıp duruyor. İster misiniz, yarınlarda bir başka yedek de dürüm götürsün aynı yerde... Ne mi olur? Hiiiç...   Transfer budur işte! Hâle bakınız! Biri İtalya’da çok yüz kızartıcı suçtan hüküm giymiş ve dolayısıyla da oradan tüym...