İlk altın adamımız: Yaşar Erkan

Türk sporcularının olimpiyat oyunlarıyla tanışması 1908 yılına değin gider. Tarihe geçecek ilk başarılar ise 1936 yılında Berlin Olimpiyatları’yla geldi. 1936 yılının ağustosunda radyo...

Türk sporcularının olimpiyat oyunlarıyla tanışması 1908 yılına değin gider. Tarihe geçecek ilk başarılar ise 1936 yılında Berlin Olimpiyatları’yla geldi. 1936 yılının ağustosunda radyo başında toplanan milyonlar, önce güreşçimiz Ahmet Kireççi’nin üçüncülük haberiyle sokaklara döküldü, ardından daha büyük bir başarı, Yaşar Erkan’ın grekoromende birincilik kürsüsüne çıkması milyonları coşturdu, sevince boğdu. Halkı sokaklara döken ilk büyük ulusal başarımızdı bunlar, Mersinli Ahmet, Yaşar Erkan Cumhuriyet sporunun ilk göz ağrıları oldular… 1936 Berlin Olimpiyatları spor tarihimizde bir dönüm noktasıdır, İstiklal Marşı’mızın yurtdışında ilk kez milyonlar önünde söylenmesi herkese gurur verdi, ömrünün son günlerinde en çok da Mehmet Akif yaşadı bu gururu. Atatürk, Yaşar Erkan’ın Hitler’in huzurunda kazandığı başarısından müthiş bir sevinç duydu, güreşçimizi şu telgrafla kutladı:

“Kendin küçüksün amma, memleket için çok büyük bir iş yaptın! Artık ismin Türk spor tarihine geçti. Çok yaşa, Yaşar!”

Yaşar Erkan’ın ülkemize kazandırdığı ilk altın madalya, Atatürk’ün bu yalın, özlü sözleriyle daha bir parladı, spor tarihimizin unutulmazları arasına bu sözlerle girdi.

Kuşkusuz bu başarı tesadüf değildi, Atatürk spora, özellikle güreşe çok önem veriyordu. Güreşimizde epey emeği olan, Finlandiyalı antrenör Onni Pellinen’i o getirtti, Spor Kurumu kuruldu, yurtdışında okuyan spor adamları yetişti, özellikle de güreşte başka uluslarla karşılaşmalara önem verildi; Yaşar Erkan ve arkadaşları yabancılarla yapılan karşılaşmalarla geliştiler, deneyim kazandılar. Başta Güreş Federasyonu olmak üzere, sporun başına Ahmet Fetgeri, İsmail Hakkı Vefa, Tayyar Yalaz, Vildan Aşir, Seyfi Cenap Berksoy, Vehbi Emre gibi gerçekten liyakat sahibi yöneticiler getirildi. Yaşar, bu değerli yöneticilerin ilgisiyle, öğütleriyle ne zaman başını dik tutacağını, ne zaman aşağıya eğeceğini öğrendi; baştaki sert hali yumuşadı, şımarmadı, olgunlaştı.

Şampiyonumuzun özgeçmişini Beden Terbiyesi Umum Müdürü Vildan Aşir Savaşır’ın yazdıklarından aktaracağım.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Rıza Kayaalp ya da bir an, ahh o bir an!.. 05 Mart 2024 | 270 Okunma Öldürülen Türk Dil Kurumu üyeleri 20 Şubat 2024 | 574 Okunma Köy enstitülü bir çınar 23 Ocak 2024 | 241 Okunma Cumhuriyet sporunda bir zafer abidesi 09 Ocak 2024 | 67 Okunma Deyince, denince, denilince… 12 Aralık 2023 | 105 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar