Oltaya takılmak!
Oltaya takılmak. Sözlüklerdeki karşılığı, “tuzağa düşmek”. Ülkemizde, siyasetçiler, gazeteciler, bürokratlar, … nedense “oltaya takılmaya” pek meraklı. Hele olta ABD malıysa, ilgi...
Oltaya takılmak. Sözlüklerdeki karşılığı, “tuzağa düşmek”.
Ülkemizde, siyasetçiler, gazeteciler, bürokratlar, … nedense “oltaya takılmaya” pek meraklı. Hele olta ABD malıysa, ilgi daha yüksek.
Bazıları bilerek oltaya takılıyor. Geleceğini oltanın sahipleri ile birleştiriyor. Nereye çekilirlerse oraya gitmeye hazırlar. CIA literatüründe bunlar için “kendi gelen” tabiri kullanılıyor.
Bazıları ise zavallılıktan. Yaptıklarını doğru sanıyor. Oltaya takıldıklarını anladıklarında iş işten geçmiş oluyor.
ABD BAŞARILI
Bazı uzamanlar oltaya takılanların oranı ile “psikolojik savaş”ın başarısı arasında bağ kuruyorlar.
Kabul edelim, ABD “psikolojik savaş” konusunda başarılı. Hedef aldıkları kişi ve kesimleri oltaya takma konusunda maharetli.
Oltaya takılanlar tek taraflı da değil. Bütün taraflardan oltaya takılanlar bulmak mümkün. Üstelik emperyalizmin akıl hocası Nelson A. Rockefeller’in ABD Başkanı Eisenhower’a yazdığı mektupta gündeme getirdiği, “Oltaya yakalanmış balığın yeme ihtiyacı yoktur” kuralını da uyguluyorlar.
İç savaş çıkardıkları tüm ülkelerde aynı taktiği izlediler. Önce birilerini oltaya taktılar, sonra da ortalığı kan revan içinde bıraktılar.
UĞUR MUMCU’NUN KATLEDİLMESİ
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de örnekleri çok.
Yıl 1993. ABD’nin Türkiye üzerine iyice çullandığı, peş peşe suikastların gerçekleştirildiği dönem.