Tanımlama zorbalığı yahut dünya yeni bir şafak ararken

7 Ekim süreciyle birlikte başlayan ve uzunca bir süredir ilk defa bu kadar yoğun şekilde hissettiğimiz “Batı’ya içeriden eleştiri getirilmesi” durumu beraberinde dünya için yeni bir şafağı getirir mi, buna...

7 Ekim süreciyle birlikte başlayan ve uzunca bir süredir ilk defa bu kadar yoğun şekilde hissettiğimiz “Batı’ya içeriden eleştiri getirilmesi” durumu beraberinde dünya için yeni bir şafağı getirir mi, buna gücü yeter mi?

Yanlış anlaşılmasın. Batı’nın “içeriden eleştirilmesi” yeni bir şey değil. Batı düşünce geleneğinde hem bu düşünceyi tahkim etmek için “yalandan eleştiri”ler, hem de namuslu entelektüellerin sert eleştirileri hep olagelmiştir. Ancak belki 68 kuşağından bu yana ilk defa Batı sokaklarından, meydanlarından, ortalama Batı insanından “bu iş böyle gitmez” diyebileceğimiz eleştiriler yükseliyor. Bunu kıymetli ve umut verici buluyorum.

Gerçi, küresel kültür endüstrisi tarafından Türkiye’ye uygulanan “kitlesel alıklaştırma projesi”nin çok daha ağırı, çok daha uzun süredir Batılı kitleler üzerinde uygulandığı için uyanışın yavaş ve sancılı olması da gayet normal bir taraftan.

Birkaç gün önce sosyal medyada gördüğüm bir mesajın peşine düşüp benzer mesajlar ararken fark ettim. Bilhassa ABD’de liseli ve üniversiteli gençler, ülkelerindeki verili medya düzenini Gazze üzerinden ve oldukça sert şekilde eleştiriyorlar.

Kızın biri şöyle yazmış...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bi şey yapmalı! 28 Nisan 2024 | 392 Okunma Sosyal çürüme yazıları 5: Varlık vehmi cumhuriyeti 27 Nisan 2024 | 334 Okunma Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 442 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 913 Okunma Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 958 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar