Sevim abla

Zayıfça bir bedenin üzerine konulmuş güzelce bir yüz ve kocaman gözler. “Değişik güzel” denilen bir güzelliği vardı Sevim ablanın ama yine de herkes onu hastalıklı zannederdi. Çünkü o...

Zayıfça bir bedenin üzerine konulmuş güzelce bir yüz ve kocaman gözler. “Değişik güzel” denilen bir güzelliği vardı Sevim ablanın ama yine de herkes onu hastalıklı zannederdi. Çünkü o yıllarda zayıfça olmak güzelliğin değil sağlık kusurlarının ölçü birimiydi.

O yıllar dedim değil mi? Uzay çağının öncesi, hatta çoğumuz için milattan öncesi. Uzun bekleyişlerin, uzaktan bakışların, tabiatıyla uzaktan sevmelerin çağı… Uzaklığın, yakınlığı artırdığı çağ. Müslüm Gürses’in ve Ahmet Kaya’nın, Cemal Süreya’nın ve Cahit Zarifoğlu’nun çağı.

Yok. “Güzel yıllardı beee” demem. Her kuşağın kendi zamanı güzel. Toplamda galiba çocuk ve genç olmak güzel olan. Çağın kendisinde güzellik aramamız nasıl derler arifane bir tecahül sadece ve galiba.

Zayıfça bir bedenin üzerine konulmuş güzelce bir yüzdeki o kocaman gözlerin...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 434 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 908 Okunma Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 954 Okunma Yavaş orman 14 Nisan 2024 | 291 Okunma Sosyal çürüme yazıları 1: Üçüncü sayfa cumhuriyeti 13 Nisan 2024 | 759 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar