Nazım’dan Fazıl Say’a

Doğrusu bu ya, varlığını bildiğim ama hiç izlemediğim bir filmi izlemek beni epeyce üzdü. Ülkesini terk ederek Soyvetler Birliği’ne sığınan ve/veya sığınmak zorunda kalan Türk şairi...

Doğrusu bu ya, varlığını bildiğim ama hiç izlemediğim bir filmi izlemek beni epeyce üzdü. Ülkesini terk ederek Soyvetler Birliği’ne sığınan ve/veya sığınmak zorunda kalan Türk şairi Nazım Hikmet, bilhassa Doğu Bloku ülkelerine seyrettirilmek için Stalinizmi öven bir propaganda filmi çekmiş. Uzun bir Türkiye kötülemesiyle açılan film, şairin yanındaki çocuklara Stalin’i ve Stalinizmi övmesiyle son buluyor.

Niçin üzüldüm? Şundan: Nazım büyük bir Türk şairi. Onun ayarında bir şairi, o esnada muhaliflerini takır takır yok eden katil-diktatör Stalin’i överken görmek istemezdim. Bir yandan da ne olursa olsun bir şairi ülkesini başkalarına şikâyet ederken, kötülerken görmek beni yaralar.

Can Dündar’dan, Emre Uslu’dan, Elif Şafak’tan falan söz etmiyoruz ki. Nazım bu. Hiçbir şey söylememiş bile olsa memleketini, ülkesini, insanlarını, topraklarını ne denli çok sevdiğini şiirlerinden çıkarabildiğimiz birinci sınıf bir şair. Vatan hasretiyle “memleket mi yıldızlar mı gençliğim mi daha uzak” diyen bir şair. “Ölürsem Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni” diyen bir şair. Ya ideolojik bir körleşme ile ya da mecbur kalarak sarf ettiği o cümleler bu bakımdan çok yaralayıcı.

Öyledir. İdeolojilerin bizi çeşitli bakımlardan sersemleştirdiği, alıklaştırdığı doğrudur. Kendimi de dışarıda bırakmadan söylüyorum ki ülkemiz, artık ideolojilerin bile değil, sadece gündelik politikanın hepimizi belirlediği hatırı sayılır bir “kötü sosyal deney”e dönüşmüş durumda.

Misalen Sibel Eraslan abla sosyal medyasını falan kapattı. Sebebi hakaret işitmekten, linç edilmekten bıkıp usanmış olması. Sibel abla bunu yapınca sustular mı peki? Elbette hayır. “Sonuç aldık” diyerek hakaretlerinin şiddetini artırdılar sadece. Misalen refikimiz Ersoy Dede birkaç gündür linç ediliyor. Sebebi Volkan Konak konserine gitmesi…

Yahu niye uzağa gidiyorum ki. “Kasımpaşa-Ankaragücü maçına gideceğim aracımla, otopark sorunu yaşar mıyım?” yazdığım gönderimin altına “koskoca stadı bilmiyorsan gazeteciliği bırak” yazdı birisi mesela. Eminim ki bunu yazdığında “yandaş bir gazeteciye haddini bildirmiş olmanın” zevkiyle titremiştir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 424 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 908 Okunma Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 954 Okunma Yavaş orman 14 Nisan 2024 | 291 Okunma Sosyal çürüme yazıları 1: Üçüncü sayfa cumhuriyeti 13 Nisan 2024 | 759 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar