Kadıköy’deydim. İskelede.

Kadıköy’deydim. İskelede. 19 yaşında. İflas etmiş bir babanın yazar olmak isteyen mutsuz oğlu olarak Kadıköy’deydim. İskelede. 19 yaşında. Hayatımın bütün hikâyesi muz kolilerine istif edip...

Kadıköy’deydim. İskelede. 19 yaşında. İflas etmiş bir babanın yazar olmak isteyen mutsuz oğlu olarak Kadıköy’deydim. İskelede. 19 yaşında. Hayatımın bütün hikâyesi muz kolilerine istif edip cumartesi-pazar günleri sokakta sattığım kitaplara sıkışmıştı. Kızın birine “Mona Rosa’m olur musun?” diye sormuş ve “evet” cevabını almıştım daha yenice. İçine kaşar koklatılan tostlar, üzerine kırmızı ışık vurulunca iştah açıcı hale gelen sosisliler, demli çaylar ve ucuz tütünler arasında bir hayatım vardı. Kadıköy’deydim. İskelede. 19 yaşında. Yaşamakla yaşamamak arasında, direnmekle direnmemek arasında, olmakla olmamak arasında bir sarkaç, bir salıncak varmış da ben onun üzerindeymişim gibi bir hayat. “Ha Sezai ha ping-pong masası” yani. “Ping-pong masası varla yok arası” yani.

Kadıköy’deydim. İskelede. Sosisli satılan bir büfenin önünde dünyaya sarkıyordum. Vapur boşaldı. Kalabalık bir akşam vapuru. Ve kalabalığın içinden o indi. Daha dün “ben konuşmasını bilmem Lili” dizesini okurken boğazımı...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 917 Okunma Yavaş orman 14 Nisan 2024 | 285 Okunma Sosyal çürüme yazıları 1: Üçüncü sayfa cumhuriyeti 13 Nisan 2024 | 739 Okunma AK Parti İslamcılardan kurtulmalı mı? 09 Nisan 2024 | 1.124 Okunma Aşksızlara verme öğüt 07 Nisan 2024 | 774 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar