Bu mektubu sana

Bu mektubu sana, uzun bir aradan sonra yeniden ve bir sabahın insanı yiyip bitiren alacasından yazıyorum. “Sabah, şairin üzerine saldırıyor” dizesinin hemen yanından. Bu mektubu sana, okyanusta bata çıka ilerleyen bir...

Bu mektubu sana, uzun bir aradan sonra yeniden ve bir sabahın insanı yiyip bitiren alacasından yazıyorum. “Sabah, şairin üzerine saldırıyor” dizesinin hemen yanından.

Bu mektubu sana, okyanusta bata çıka ilerleyen bir balıkçı teknesinin lombarından ileriyi, ışıkları, karayı, kurtuluşu gözleyen ve savaşta ölmeyen tek oğluna sıkı, sımsıkı sarılan kaygılı, ürkek, çekingen bir Suriyeli babanın dünyaya öfkeyle bakan gözleriyle yazıyorum. “Sen şurada yatıp kalkarsın” diyerek gösterdikleri kömürlükten bozma mezbelenin duvarlarına memlekette bıraktığı kızının yaptığı resimleri asan, gecenin üçünde nedensizce yataktan sıçrayıp dakikalarca ağlayan Moldovalı bir “kadın”ın dünyaya kahrettiği zihninden yazıyorum.

Bu mektubu sana, tersanede işine yetişmek için akıp giden kalabalıkta akıp gidenle akıp giden ve “sana o kızı vermezler oğlum” cümlesi aklına düşmeden sevdiği kızı düşleyemeyen o işçinin buharlanan...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 424 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 908 Okunma Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 954 Okunma Yavaş orman 14 Nisan 2024 | 291 Okunma Sosyal çürüme yazıları 1: Üçüncü sayfa cumhuriyeti 13 Nisan 2024 | 759 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar