Bize ne kaldı size ne kaldı?

Bir “kıldan ince kılıçtan keskin” gece idi. Mahşer yerine dönmüştü ortalık. Orada bize, bin yıldır burada yaşayıp bin yıldır burada ölen bize “memleketin namusunu korumak” kaldı....

Bir “kıldan ince kılıçtan keskin” gece idi. Mahşer yerine dönmüştü ortalık. Orada bize, bin yıldır burada yaşayıp bin yıldır burada ölen bize “memleketin namusunu korumak” kaldı. Şu uzun sayılabilecek ömrüm boyunca bana düşen daha önemli bir vazife yoktu. Bundan sonrasında da olur mu bilmem.

Göğsümüzün önde, başımızın dik, ellerimizin havada olduğu o kıldan ince kılıçtan keskin gecede bize cesaret kaldı. “Bir adım geriye gitmeyen” cesaret. Yürüyerek ölüme giden cesaret. Memleketi kurtarmak için aceleyle çıkılan sokakların ve “ölürsek kefenimiz üzerimizde olsun” diye düşünüldüğü için sandıktan çıkarılan ihramların cesareti. Memleket için gözünü kırpmadan ölebilmenin cesareti.

Zaten bize ait olan göğün zaten bize ait olduğunun bir kez daha anlaşılmış olması kaldı bize. Okunan salalar da bunun böyle olduğunun bir teminatı olarak asıldı göğe. Bir ziynet gibi aydınlattılar gecenin karanlığını. Her an...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 4: Ahlâkî pozculuk cumhuriyeti 23 Nisan 2024 | 393 Okunma Sosyal çürüme yazıları 3: Şişirilmiş dudaklar cumhuriyeti 20 Nisan 2024 | 908 Okunma Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 954 Okunma Yavaş orman 14 Nisan 2024 | 291 Okunma Sosyal çürüme yazıları 1: Üçüncü sayfa cumhuriyeti 13 Nisan 2024 | 759 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar