Başka işim yok mu?

Yok. Daha doğrusu, insanı ve toplumu tanıyabilmek için uğraşmanın en önemli işlerden biri olduğunu düşünüyorum ve bunu böylece düşünmek bana iyi geliyor. Bir taraftan da sosyolojinin içinden...

Yok. Daha doğrusu, insanı ve toplumu tanıyabilmek için uğraşmanın en önemli işlerden biri olduğunu düşünüyorum ve bunu böylece düşünmek bana iyi geliyor. Bir taraftan da sosyolojinin içinden yazmanın bana sağladığı bir özel avantaj var. Sosyoloji yazdığımda bazı isimler, ne yazdığımı zinhar anlamadıkları için, yazılarımı kesip biçip bir yerlere servis edemiyorlar. Eh, adımın “vatan haini”ne çıkmaması da bir avantaj benim açımdan. Öyle işte…

Şimdi başlıkta sorduğum soruyu biraz değiştirip senin tarafına geçeyim sevgili okuyucu. Bana şunu sor: “Başka işin yok mu?” Ben de sana diyeyim ki: “Başka işim yok. Başka herhangi bir işin bundan daha önemli olabileceğine dair bir inancım da yok. Dolayısıyla Türkiye’deki din bezirgânlarını, hayal haramilerini, çakma mesihleri, yandan çarklı mehdileri yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim”.

Bugünkü yazımın konusu da organizasyonuyla, vaatleriyle, yöntemleriyle ve geliştirdikleri din diliyle tipik bir modern kült olan Üveysiler.

Bu gruba bir süredir internet videolarında falan rastlıyorum. Doğrusu iyi çalışılmış bir organizasyon. Allah, sevgi, huzur gibi kelimelerle Mevlana, Yunus falan anlatılarını yan yana getirip “zikir her şeyi çözer” cümlesine bağlıyorlar meseleyi. “Modern insanın huzursuzluğunun çaresi zikirdir” önermesini “zikir her şeydir” yavesine bulandırarak belirsiz bir alan oluşturuyorlar ve “iç huzuru, lütuf” gibi şeyler vadediyorlar “Üveys kardeşleri”ne.

Başlarında dersini fena çalışmamış bir adam var. İsmi Muharrem Karabay. Kendisine “öğretmen” diyor. İrşat etme yetkisini “Üveysi kanalla” yani herhangi bir silsile-i meratibe bağlanmaksızın elde ettiğini söylüyor. Anahtar kelimesi “lütuf…” Aslında yaptığı temel numara, problemlerle boğuşmakta zorlanan günümüz insanına bir “çakra açıcı olarak” zikri önermek. “Zikir tüm dertleri çözer, üstelik vaktinizi de almaz” diyerek oluşturuyor modern kültünün başat söylemini. Bu söylemi de “Üveys kardeş” dedikleri bağlıların zikirle nasıl aydınlandıklarını, nasıl da birinci sınıf insanlar haline geldiklerini anlattıkları videolar destekliyor.

Hem kendisinin hem de müritlerinin yetersiz dini bilgilerinden anlıyoruz ki Muharrem amca öyle din diyanet, şeriat fıkıh gibi meselelere takılmıyor. İlgili ilgisiz 40-50 âyet bilmek, Yunus’tan Mevlana’dan dizeler okumak kesiyor amcayı. Onun derdi dükkânı yürütmek.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti 16 Nisan 2024 | 857 Okunma Yavaş orman 14 Nisan 2024 | 285 Okunma Sosyal çürüme yazıları 1: Üçüncü sayfa cumhuriyeti 13 Nisan 2024 | 732 Okunma AK Parti İslamcılardan kurtulmalı mı? 09 Nisan 2024 | 1.122 Okunma Aşksızlara verme öğüt 07 Nisan 2024 | 773 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar