Allah’tan korkmayan depremden korkar
Anadolu’nun müthiş emir ifadesidir “Allah’tan kork” ifadesi. Sattığı süte su katan sütçüye “Allah korkun kalmamış” diyen bir ihtiyar aslında düzenin bozulduğunu, insanların içsel ahlak yasalarının yerle yaksan olduğunu işaret etmektedir. “Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz” kalıbı da böyledir. Allah’tan korkan birinin aynı zamanda davranışlarını bu ilkeye göre tanzim etmesi gerektiği için insanlara da “insan gibi” davranması gerektiğini hatırlatır bize. Ve tabii o şahane ifade: “Kork Allah’tan korkmayandan.”
Anadolu’nun müthiş emir ifadesidir “Allah’tan kork” ifadesi. Sattığı süte su katan sütçüye “Allah korkun kalmamış” diyen bir ihtiyar aslında düzenin bozulduğunu, insanların içsel ahlak yasalarının yerle yaksan olduğunu işaret etmektedir. “Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz” kalıbı da böyledir. Allah’tan korkan birinin aynı zamanda davranışlarını bu ilkeye göre tanzim etmesi gerektiği için insanlara da “insan gibi” davranması gerektiğini hatırlatır bize. Ve tabii o şahane ifade: “Kork Allah’tan korkmayandan.”
Buradaki “korku” ifadesi asli anlamıyla “korku”dur elbette ama daha geniş bir kapsamı da vardır. Allah’a duyulan saygıyı, tazimi ve benzeri “doğru ilişki kalıpları”nı da ifade eder.
Bu, burada bir dursun.
Deprem öncesi Kahramanmaraş’a gidip geldikçe yolumun üzeri diyerek uğradığım bir kafe restoran vardı. Şehrin en geniş bulvarında, nispeten yıkımın az olduğu bir noktada olan bu kafenin olduğu bina depremde 30’un üzerinde insana mezar oldu. Kafesi daha geniş ve işlevsel olsun diye kolon kesen Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz kafe sahibi pislik hâlâ kaçak durumda. Bulunması yakındır inşallah. Hatta Allah’tan korkmayan, kuldan utanmayan birileri inşallah bu pisliğe kol kanat germiyorlardır.
6 Şubat depreminde yerle yeksan olan binaların kahir ekseriyetinde bu Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz insanlar çıktı karşımıza. Şurada verilmemesi gereken bir ruhsatın verilmesi, öbür yanda banka şubesine konulmaması gereken bir kasanın konulması, beri yanda malzemeden çalan bir müteahhit ve buna göz yuman yetkililer. Allah korkusu taşımayan, taşımadıkları için de insanlara hak ettiklerini vermek yerine korkunç sonuçlara yol açan onlarca, yüzlerce insan. Bunların pek çoğu tutuklandı, pek çoğu ceza aldı. Bazısı kaçak durumda, bazısının yargılama süreci devam ediyor ama ne fayda. İnsanlarımız, canlarımız gitti.
Yapımcısı malzemeden çalmadığı, işini düzgün yaptığı için vitrinindeki tabakların bile dökülmediği bir bina ve hemen yanında bir Allah’tan korkmazın inşa ettiği, insanlara mezar olan bir bina. Allah korkusu tam bu farkta.
Şunu bir netleştirelim: Depremle mücadele edilmez, ona uyumlanılır, onunla yaşamak öğrenilir. Bunun ise iki yolu vardır. Birincisi “içimizdeki ahlak yasası”, ikincisi de “sıfır toleranslı denetim sistemi.”
Sıfır toleranslı denetim sistemi için elimizde yeterli yasa vardır. Eksik görülürse de yasa çıkarılır. Peki ya “içimizdeki ahlak yasası” ne olacak? “Kimse görmüyorsa, fark etmiyorsa bile Allah (ya da her neye inanıyorsa) görüyor, inandığım değerler sistemi görüyor, ben bunun hesabını veremem” diyen insanımız nerede?
Şu “sıfır toleranslı denetim” işine geri dönelim. 6 Şubat depreminde hiçbir TOKİ binası yıkılmadı kardeşim. “AK Parti depremle mücadelede ne yaptı?” yanlış sorusunu soranların üzerinde düşünmesi gereken gerçeklik budur. Denetimi doğru yapar, doğru yerden kurgularsan depreme uyumlanmanın bir yolunu bulursun. İnsansın çünkü. Çözüm bulmak senin en gelişmiş özelliğin. Sıfır toleranslı denetim sürecini TOKİ gibi yürütürsen aslında “ahlak yasası”na da pek ihtiyaç kalmaz yani.
Ama işte hepimiz biliyoruz ki şurada bir belediye görevlisi, burada bir bürokrat, beride aç gözlü bir müteahhit falan filan “ahlaksızlık üçgenleri, dörtgenleri” kurarak denetimi esnettikçe esnetiyorlar. Üç günlük rantı insan canından üstün tutuyorlar. Bu değişmedikçe, bu konuda topyekûn bir bilinçlenme ve hesap sorma refleksi geliştirmedikçe, yani Allah’tan korkmayı öğrenmedikçe depremden korkmaya devam edeceğiz.
Unutmayalım: Allah’ın gücü her şeye yeter. Sen 11 şiddetine dayanacak ev yapsan Rabbimiz 12 şiddetinde bir afetle bizi sınayabilir. O’nun her şeye gücü yeter. Ama burada hepimiz biliyoruz ki Allah tedbir alan, akleden, ahlaklı kullarına karşı sonsuz merhametini kullanmakta pek cömerttir.
Sanırım derdim anlaşılmıştır.
Konuyla ilgili bir not: Kendi b..kunu yiyen, öğrencisine cinsel taciz uygulayan, bir dediği bir dediğini tutmayan, porno bağımlısı, heykele secde eden bir dananın Allah’tan korkmasını da, kuldan utanmasını da zaten beklemiyoruz da herifi uzman zannederek peşine takılan milyonlara üzülüyoruz. Türkiye’nin çok saygıdeğer yer bilimi, deprem, sismoloji uzmanları var. Onlara kulak verelim lütfen. Çünkü bu mesele politik falan değil, hayatidir. Rantçıyla ortak danalara alan açmayalım lütfen.