Avrupa siyasetinde tıkanma!..

Hem bütün olarak Avrupa Birliği’nde hem tek tek AB üyesi ülkelerde, çok bariz bir siyasi tıkanma yaşanıyor… AB liderleri, bu ciddi tıkanmayı aşma noktasında fena hâlde zorlanacak gibi görünüyor....

Hem bütün olarak Avrupa Birliği’nde hem tek tek AB üyesi ülkelerde, çok bariz bir siyasi tıkanma yaşanıyor… AB liderleri, bu ciddi tıkanmayı aşma noktasında fena hâlde zorlanacak gibi görünüyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Atina’da yaptığı konuşmada bir nevi alarm vermeye çalışıyordu: “Bu gidişle birkaç sene sonra Avrupa Birliği diye bir şey kalmayacak… AB çökerse, Avrupa da giderek daha çok parçalanacak… O yüzden gelin, hep birlikte Avrupa’yı yeniden inşa edelim…” Acaba Macron’un bu feryadına Avrupalılar ne ölçüde kulak verecek? O Macron ki, politik figür olarak kendi ülkesinde bile, birkaç ay içinde saman alevi gibi sönmeye yüz tuttu. Fransa’nın iyice yıpranmış ve iflas noktasına gelmiş sağ ve sol siyasi liderlerini ekarte ederek, aradan sıyrılan ve kampanya dönemindeki popülaritesi yüzde altmışlara çıkan Macron’un süksesi, üç ay bile sürmedi. Tabiatıyla bu durumda, Fransız halkının beklenti ve umutları da sönüveriyor!.. Zira Macron’un seçim sürecinde dillendirdiği ve yeni bir şeymiş gibi algılanan söylemlerinin içi büyük ölçüde boş çıktı. New York Times gazetesi son sayısında “Macronizm kendi boş gönlünü sunuyor…” başlığı ile bir makale yayınladı (Chris Bickerton – 8 Eylül). Yazıda, popülist akıma karşı liberalizmin yeni ‘poster çocuğu’ olarak alkışlanan Macron’un, Trump ve Putin’i ters yüz eden, “Yeni Üçüncü Yol” diye Avrupa think – tank’ını coşturan ve Fransız diplomasisi için yeni bir soluk olarak algılanan, “Macron Metodu”nun ne ölçüde sadra şifa olacağı irdeleniyor. Ve şu soru soruluyor: “Fransa Cumhurbaşkanı ülkenin siyasetini kökünden sarstı, ama onun çözüm önerileri kimseyi tatmin edecek mi? Mayıs ayında seçilen ve New York Times’a göre popülaritesi temmuzda yüzde 10, ağustosta yüzde 14 oranında düşüveren Macron’un, bu meselede başarılı olması pek zor görünüyor açıkçası…
Dün, Kazakistan seyahatine çıkarken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine Hollanda Başbakanı Mark Rutte’ye bir göndermede bulundu. Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz mart ayında seçimlere giden Hollanda’da, ırkçı ve İslâm düşmanı Geert Wilders’e karşı seçimi kazanmak için, Liberal Mark Rutte de kampanyasını özellikle göç meselesi ve Türkiye aleyhtarlığı üzerine kurmuştu. Bu çerçevede, nisan ayında yapılacak olan anayasa referandumunu bu ülkedeki Türklere anlatmak isteyen Erdoğan’a, konuşma izni verilmediği gibi; aile ve sosyal politikalar bakanı Fatma Betül Sayan’a da skandal bir muamelede bulunularak, yedi saat boyunca arabasında mahsur bırakılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda Başbakanı’nın bu tarz davranışlarından dolayı kendisinin yüzüne bakamadığını ve kendisinin de zaten onun yüzüne hiç bakmadığını belirttikten sonra, Mark Rutte’nin mart ayından beri hâlâ yeni hükûmeti kuramadığına da dikkat çekti. Avrupa’da aşırı sağ politik cereyanlar giderek yükselirken, liberal ve sosyal demokrat partiler güç kaybediyor, bu da ülke yönetimlerinde zaaf meydana getiriyor…

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Vatan kurtarmak… Dümen çevirmek!.. 23 Mart 2024 | 4 Okunma Dünyanın taşıyamayacağı vicdani yük… 30 Ocak 2024 | 8 Okunma Blinken dördüncü defa turlarken… 06 Ocak 2024 | 110 Okunma İsrail savaşı yaymakta kararlı!.. 04 Ocak 2024 | 150 Okunma 2024 de iyi başlamadı!.. 02 Ocak 2024 | 107 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar