Umut her zaman vardır -3

Eleştiri yapmak ya da eleştirel düşünmek, Botan çayının kenarında oturup o şahane Siirt fıstığı yemeye benzemez. Eleştirinin kelimeleri kekik kokmaz. Bunu biliyorum. Keşke öyle olsaydı. Keşke...

Eleştiri yapmak ya da eleştirel düşünmek, Botan çayının kenarında oturup o şahane Siirt fıstığı yemeye benzemez. Eleştirinin kelimeleri kekik kokmaz. Bunu biliyorum. Keşke öyle olsaydı. Keşke mevsimler bahara kilitlenseydi. Ama öyle değil. Hayat, her zaman, gün batımlarının hayranlık verici ışıltılarından ibaret değil. Bazen dikenli gül bahçelerinde yürümeyi bilmek lazım. Hayat bu; önceden neyle karşılaşacağımızı bilemeyiz. Dolayısıyla hayatın her haline hazırlıklı olmalıyız.

“Umut Her Zaman Vardır” yazı dizisiyle ulaşmaya çalıştığım şey, içinizdeki kuşku alevine bir bidon benzin dökmek değildir; tam tersine adı ‘’anlam’’ olan anlamak yetimize bir parça eleştiri sosu ilave etmektir. Söz gelimi bir cümlenin anlamını yalnızca kelimeleri mekanik bir biçimde üst üste yığarak oluşturamayız. Ya da bir sepet içinde üst

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Gri'yi öldürmek! 28 Aralık 2017 | 1.631 Okunma Gendalî; Yolsuzluk ve Şiddet 25 Aralık 2017 | 1.263 Okunma Kürt sorunu ve bir sosyal çözüm modeli 23 Aralık 2017 | 2.023 Okunma Ne kazandık elimize ne geçti-3 21 Aralık 2017 | 1.600 Okunma Ne Kazandık Elimize Ne geçti (2) 18 Aralık 2017 | 1.291 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar