Trump Erdoğan’ı mı örnek alıyor? “Tanımlanmamış iç tehdit” nedir? İçeride ne tür gizli örgütlenmeler var? Türkiye’de büyük ‘arındırma’ başlar!

Türkiye için, “tanımlanmış düşmanlıklar”, “tanımlanmış tehditler” var. İçeriden vuranlar, dışarıdan tehdit edenler var. Bunlara yönelik milli güvenlik tedbirleri ve mücadele türleri var. Mesela FETÖ, PKK, YPG birer iç tehdittir. Aynı zamanda birer dış tehdittir. Bazıları ülkeyi küçültmeye , bazıları Türkiye’yi ABD ve Avrupa elinde bir oyuncağa, rehineye dönüştürmeyi amaçlamaktadır. FETÖ, PKK, TÜRK BAASÇILARI HEM İÇ TEHDİT HEM DE DIŞ TEHDİTTİR… Bunların en yıkıcı olanı FETÖ ve PKK’ dır. FETÖ bir

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Türkiye için, “tanımlanmış düşmanlıklar”, “tanımlanmış tehditler” var. İçeriden vuranlar, dışarıdan tehdit edenler var. Bunlara yönelik milli güvenlik tedbirleri ve mücadele türleri var. Mesela FETÖ, PKK, YPG birer iç tehdittir.

Aynı zamanda birer dış tehdittir. Bazıları ülkeyi küçültmeye, bazıları Türkiye’yi ABD ve Avrupa elinde bir oyuncağa, rehineye dönüştürmeyi amaçlamaktadır.


FETÖ, PKK, TÜRK BAASÇILARI HEM İÇ TEHDİT HEM DE DIŞ TEHDİTTİR…

Bunların en yıkıcı olanı FETÖ ve PKK’dır. FETÖ bir şekilde tasfiye edildi, PKK da içeride tasfiye edildi ama sınırlarımızın güneyinde değişik isimlerle varlığını sürdürmekte, uluslararası nitelik kazanmaya, bu yolla Türkiye’yi vurmaya çalışmaktadır.

Yeni Türkiye için, eskinin oligarşik kadroları, zihinleri, faaliyetleri de bir “iç tehdit”tir. Onlar da; ülkenin kendilerine ait olmasını, Anadolu insanının sadece çalışmasını, üretmesini ister. Ama asla iktidarla ilişkileri olmasın, sadece yönetilenler olsun ister. Onlara göre etnik kimlikler, mezhep kimlikleri, siyasi kimlikler tehlikedir ve ezilmelidir.

Onlar Türkiye’nin Baasçıları’dır, zengin ve ayrıcalıklıdır. İmtiyazlarının ellerinden gitmemesi için ülkenin bölünmesini, heba olmasını bile göze alabilirler.


MERKEZ COĞRAFYADA DIŞ TEHDİTLERLE YÜZLEŞİRKEN..

Dışarıdan tehditler daha da tanımlıdır. Sınırlarımızın Güneyinde, batısında, doğusunda, Akdeniz’de, yeryüzünün merkez coğrafyasında yer alan Türkiye’nin bütün ilişkiler ağında bu tehditler söz konusudur.

Özellikle dünyanın yeni güç haritalarını şekillendirdiği tarih döneminde, bu tehditlerle mücadele için olağanüstü bir akıl, maharet gereklidir. Ama Türkiye, imparatorluklar aklının verdiği derinlikle bunlarla yüzleşmeyi bilmektedir.

Cumhuriyet tarihinde ilk kez öyle bir güce ulaştı ki; tehditleri kaynağında yok etmekte, coğrafyanın derinliklerine kadar etki gücü kullanabilmekte, bölgesel ortaklıklar üzerinden kendisiyle birlikte coğrafyayı da 21. yüzyılın Süper Kuşağı haline getirmeye çalışmaktadır.


“TANIMLANMAMIŞ TEHDİTLER”

TAM BURADA DEVREYE GİRDİ..

İşte tam burada “tanımlanmamış düşmanlıklar”, “tanımlanmamış tehditler” devreye girdi.

Şöyle bir tehlike bütün büyük güçler için vardır: Güçlenen, etkinlik alanı genişleyen, bölgeselleşen hatta küreselleşen güçler, içerideki zaafları da buna paralel olarak ortadan kaldırmazsa kendi içine çöker.

Mesela şuan İran’ın bütün Ortadoğu’yu kaybetmesi buna bir örnektir. “Bölgeselleşen İran”, kendi öz savunmasına odaklanarak geri çekilmiştir çünkü içerideki tehdit çok daha büyüktür ve yakındır.

Şuan ABD Başkanı Trump ABD’yi düştüğü bu tuzaktan kurtarmaya çalışmaktadır. “Yeniden Büyük Amerika”, “Amerikan Mucizesi” sloganlarını kullanarak yeni bir hedef çiziyor, bunu yaparken de içerideki çürümüşlüğü bıçak gibi kesmeye çalışıyor, bu yolda radikal kararlar alıyor.


TÜRKİYE’DE “TANIMLANMAMIŞ

TEHDİT”LE MÜCADELE DÖNEMİ

“Tanımlanmamış Tehdit” Türkiye için ciddi bir iç tehlikedir. Yıllarca FETÖ ve PKK ile mücadele verildi ve başarı sağlandı. Tam bu aşamada yeni isimler, yeni kavramlar ve yeni formatlarla iç tehditler üretilir oldu. Elbette bunların büyük kısmının ABD, Avrupa bağlantısı var. Büyük kısmı içerideki zaafları kullanıyor. Devletin ve toplumun zayıflık ve açıklarını kullanarak sinir uçlarıyla oynuyor.

Bu tehditleri üretenler artık Milliyetçi, İslamcı, Muhafazakar gibi klasik kavramların altına gizleniyor, gücünü kaybeden tanımlanmış tehditlerin yerine ikame olmaya çalışıyor.

Genelde kendini bu kavramlarla tanıyanların hepsi vatanseverdir, devlete ve millete bağlıdır. Türkiye’nin büyüyüp güçlenmesini arzular hatta bu amaçla en ön cephelerde mücadele eder.

Ama bu kavramlarla kamufle olup yeni tehdit oluşturanların tamamı içeride ve dışarıda Türkiye’nin karşısında durur. Hiçbir siyasi görüşü, uygulaması, söylemi Türkiye’ye güç vermez, Türkiye’yi desteklemez. Tam karşısındadır.


TÜRKİYE DÜŞMANI MİLLİYETÇİLİK Mİ!

Bazen bir siyasi parti olarak, bazen bir STK olarak, bazen bir cemaat olarak, bazen bir ekonomi/finans çevresi olarak, bazen meslek grubu olarak organize olan bu yapılar aslında Türkiye’nin milli davalarının, hedeflerinin tamamına karşı içeriden savaş yürütmektedir.

Ve bu savaşı da en yerli kavramlarla, en etkileyici söylemlerle pazarlamaktadır. Ülkenin ve milletin bütün kutsallarını, bütün değerlerini, bütün inançlarını bu amaçla kullanmakta, istismar etmektedir.

Türkiye düşmanı milliyetçiler, Türkiye düşmanı muhafazakarlar, Türkiye düşmanı dindarlar, Türkiye düşmanı devletçiler için yeni bir iklim oluşmuş belki de bu formüller dışarıdan yönlendirilip yönetilmektedir.


BU YÖNDE GİZLİ ÖRGTÜLENMELER..

Özellikle etnik kimlikler, mezhep kimlikleri üzerinden bu yönde tehlikeli örgütlenmeler vardır ve bunlar gayet makul, demokratik değerlerle kamufle edilmiş yapılar olarak güç kazanmaktadır.

Eğer geciktirilirse ve acilen üstesinden gelinmezse, bu gizli örgütlenmeler Türkiye için yakın gelecekte büyük bir iç tehdide dönüşecek, işte o zaman “Tanımlanmış Tehditler” kategorisine girecektir. Ama o zaman bu mücadele daha da zorlaşacak, belki de böyle bir toplumsal mecal kalmayabilir.


TRUMP ABD’Yİ ARINDIRACAK MI?

BİR GECEDE NELER DEĞİŞTİ, NEDEN?

ABD Başkanı Turmp’ın kararlarına, yaptıklarına attığı adımlara dikkat edin. Sistemin kendisi sanılan birçok kişi, çevre, kurum bir gecede tehdit ilan edildi. İçeriden mücadele, hesaplaşma hemen başlatıldı.

Peki, bunu neden yaptı? Trump aslında “Tanımlanmamış İç Tehditler”e savaş açtı. Sistem içine yuvalanmış, ABD’nin geleceğini tehdit eden yarının sorunlarına odaklandı. Bu yönde çok daha çarpıcı adımları izleyeceğiz.

ABD’yi kendi mantığına, doğrularına göre arındırıyor. Yabancı olan, tehlikeli olan, gelecekte tehdit olabilecek unsurları sistemden temizliyor, ülkeden çıkarıyor.

Birçok uygulaması bize faşistçe gelir, tuhaf gelir, tehlikeli gelebilir. Ama kendi içinde tutarlı, ABD gerçeğinde tutarlıdır.


TRUMP ERDOĞAN’I ÖRNEK ALIYOR

TÜRKİYE’DE BÜYÜK TEMİZLİK BAŞLAR!

Aynı şeyler Türkiye için de gerekli. Aslında Türkiye, Trump’dan çok daha önce bu mücadeleyi başlattı. Ve öyle inanıyorum ki, Turmp bu savaşında doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yöntemlerini örnek alıyor.

Onu izliyor. Onun sistemi dönüştürme, ülkeyi dönüştürme, bölgeyi dönüştürme stratejisini takip ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump arasında bu yönde yakın bir anlayış, ilişki yürütüleceğini tahmin ediyorum.

Bu dönemde ABD’de ve Türkiye’de olacaklara dikkat edelim. Türkiye içinde büyük bir temizlik, arınma başlayabilir. “Tanımlanmamış iç tehditler”le büyük bir mücadele başlatılabilir.


BU UYGULAMA AVRUPA’DA DA BAŞLAYACAK.

Çünkü bugüne kadar müsamahakar davranılan ve azgınlaşan bu yeni tür örgütlenmeler ülkenin geleceğini yok edecek bir güce ulaşabilir. Tam da yüz yıl sonra Türkiye’nin yeniden büyük yükseliş tarihini başlattığı bir dönemde, bu tür yapılara müsamaha gösterilmemesi gerektiğini her devlet aklı bilir.

Çok yakın bir zamanda Avrupa ülkeleri de ABD ve Türkiye gibi bir yola girecek. Devletin merkezini güçlendirme, daha dayanıklı hale getirme, milleti koruma amacıyla içerideki virüslere karşı savaşlar başlatabilir.


TRUMP DA “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” DERSE!

Trump bir şey daha yapıyor. ABD dışında, küresel sistemin de kendine göre tuhaf yönlerine açıktan meydan okuyor, onu yok sayıyor. Kurumlardan ayrılıyor, şartları zorluyor, o sistemin yalnız bırakıyor.

Daha ilk gecede Dünya Sağlık Örgütü ve Paris İklim Anlaşması’ndan çekildi. Devamı da gelecek.

Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu da daha önce başlattı. “Dünya Beşten Büyüktür” dedi. “BM revize edilmeli” dedi. “Dünya sistemi bu şekilde devam edemez” dedi. “Beş ülke dünyanın geleceğine karar veremez” dedi.

Küresel sistemi sorgulayan çok büyük sözler, cümleler kullandı. Ama yalnızdı. Ama şimdi bu yönde bir rüzgâr ABD’de de başladı. Hem içeriye temizlemek hem küresel sistemi sorgulamak yeni bir eğilim haline gelecektir.


BÖLGESEL PATRON DEVLETLER:

HERKES AYAĞINI DENK ALMALI

Artık tek kutuplu dünya hiçbir zaman olmayacak. İki kutuplu dünya da hiçbir şekilde olmayacak. Küreselleşme yerine bölgeselleşme dalgaları daha da belirginleşecek. Bölgesel Patron Devletler, Bölgesel Süper Güçler dünyası biçimlenecek.

ABD şuan bu yola girdi. Türkiye uzun bir süredir zaten bu yolda. İşte böylesine büyük bir değişim sırasında içerideki gizli düşmanlıkların eskinin siyasi ve sivil örgütlenmeleri arkasına sığınmasına izin verilmeyecek.

Sadece Türkiye değil, merkezi olan hiçbir ülke buna müsamaha göstermeyecek. İkinci Dünya Savaşı sonrası kavramlar ve sözleşmeler çöpe atıldı. O döneme ait terör örgütleri de çöpe atılacak.

Kolay cümlelerle geçiştirilecek bir çağda yaşamıyoruz artık.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bir “Kral”, bir ezik.. Utanç verici sahne ve satılık coğrafya.. O “Emanet Taht”ın artık geleceği yok. Gazze’yi satanlar; Amman’ı, Kahire’yi, Beyrut’u koruyamaz! 13 Şubat 2025 | 1.961 Okunma Bugün Gazze yarın Dubai. Önce Süveyş Kanalı, sonra İstanbul Boğazı. Liste hazır: Başka nereler istenecek? Biz de Kudüs’ü istiyoruz! Türkiye, Mısır, S. Arabistan İsrail’i güçle tehdit etmeli.. 11 Şubat 2025 | 2.155 Okunma Trump İstanbul Boğazı’nı da ister mi! Soykırım’dan sonra ‘etnik temizlik’ mi? Çin suskun, Türkiye suskun, Rusya suskun. Sizce neden? İsrail’in imhası, ABD’nin çözülmesi.Olağanüstülükler çağına hazır olun. 06 Şubat 2025 | 4.531 Okunma 6 Şubat: Büyük acıdan sonra bir mucize! Hiçbir devlet bunu yapamazdı! Biz yaptık! Onlar dün acıyı hissetmedi. Bugün başarıya da sevinmez. 04 Şubat 2025 | 1.003 Okunma Tilkilerin ‘yeni hilesi’ deşifre oldu. Kurtlar ‘iz sürmeye’ çoktan başladı. “Zulüm 1453’te başladı” ile yeni sloganın sahibi aynıdır. Öfke, panik ve saha temizliği.. 30 Ocak 2025 | 3.545 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar