BAŞKURDİSTAN VE ZEKİ VELİDİ TOGAN

Orta Asya’da bir Türk topluluğu ve günümüzde de Rusya’ya bağlı özerk bir Cumhuriyet olan Başkurdistan’dan ve onların Ruslara karşı milli mücadelelerinden bahsedeceğiz. Türkiye’de çoğu...

Orta Asya’da bir Türk topluluğu ve günümüzde de Rusya’ya bağlı özerk bir Cumhuriyet olan Başkurdistan’dan ve onların Ruslara karşı milli mücadelelerinden bahsedeceğiz. Türkiye’de çoğu kişinin hakkında fazla bir bilgi sahibi olmadığı ve isminin Kürdistan’ı çağrıştırmasından dolayı temkinli yaklaştıkları hatta Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi Kitabında Kürdistan’ı çağrıştırmaması için isminin tahrif edilerek Başkortostan diye yazıldığı Türk topluluğunu ve mücadelelerini kısaca anlatacağız.

23 Mart 1919’da RSFSC’ye dahil olarak kurulan Başkurt Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin (MSSC) başkenti Ufa olup, toplam nüfusu 3.943.113’dü. (1989). Yüzölçümü 143.600 km2dir. Başkurt Cumhuriyet’i Güney Ural’dan batıya doğru Belaya (İşimbay) ve Kama nehirlerine kadar uzanır. Ülkenin batı kısmının yarısı vadilerle bölünmüş yaylalardan ibaret olup, bu bölüm verimli “kara toprakla” örtülüdür ve burada başlıca buğday yetiştirilir. Bozkırlarda ise hayvancılık yapılır. Doğuya Ural’a doğru olan kısımlar ise sık ormanlıklarla kaplıdır.

Kıpçak kökenli bir Türk Devleti olan Başkurdistan,  Kazan Hanlığı sınırlarında yaşamış olup 1552 yılında Kazan Hanlığı’nın yıkılmasından sonra Tatarlarla birlikte Ruslara karşı ayaklanmışlardır.  Ruslara karşı en büyük ayaklanma 1774 yılında gerçekleşmiş, fakat Ruslara karşı başarılı olamayarak Müslüman Tatarlar ve Başkurtlar büyük kayıplar sonucu (1774) Rus egemenliğine girmişlerdir.  İşin ilginç yanı, Rus tarihçileri Tatar ve Başkurtları kendi istekleri ile Rusya’ya katıldığı bilgisini uydurmuşlardır. 1774 yılındaki ayaklanmada Rus halkı da Çarlığa karşı isyan etmiş, Başkurtlar ve Rus halkı Çarlığa karşı birlikte mücadele etmişlerdir. Bu dönemde isyancıların liderlerinden olan Salavat Yulay oğlu (Yulayev)’ın mücadelesi ve hatırası halkın zihninde ayrı bir yer edinmiş ve ulusal bir kahramana dönüşmüştür. Salavat, hem şair ve hem de okumuş bir aydındı. İsyan bastırılınca Savat esir edilip Baltık Denizi sahiline sürülmüş ve orada 26 yıl kaldıktan sonra vefat etmiştir. Fakat hatıraları ve şiirleri halk arasında yayılmış, şarkı ve türküler söylenmiştir. Rus yönetimi Salavat’ın ölüsünden de korkmuş, Savat isminin çocuklara verilmesini yasaklamış (bu yasak 1917’de kaldırılmıştır) ve Yayık nehrinin adı da akıllarda bu ayaklanmayı çağrıştırmaması için Ural nehri olarak değiştirildi.

Başkurtlar dindar olup Başkentleri Ufa, Rusya’nın Avrupa bölümündeki Türklerin dini merkezi olmuştu.  Burası, zamanında büyük dini merkezlerin ve okulların olduğu yerdi.  II. Katerina tarafından 1789’da kurulan müftülük 1943 yılında tekrar organize edilmiştir. Kısa süre öncesine kadar Ufa “Sovyetler Birliği Avrupa bölümü ve Sibirya Müslümanlarının Ruhani İdare”sinin merkezi idi.

Başkutlar ile Tatarlar aynı kökten gelmelerine ve birlikte Ruslara karşı mücadele etmelerine rağmen Rusların böl-yönet taktiği sonucu aralarında Başkurt ve Tatar ihtilafı çıkmış ve bu ihtilaf iki toplumu birbirinden ayırmıştır. Böylece İdil-Ural’da Başkurtluk diye bir sorun ortaya çıkmıştır ki bundan bin yıl önce Başkurt, Tatar ve benzeri isimlerin olduğu bile şüphelidir. Asırlardır birlikte yaşamış, kaynaşmış ve Ruslara karşı mücadele etmiş bu iki topluluk Rusların başarılı çalışmaları sonucu birbirinden ayrılmıştır.

Bu kaynaşma sonucu aralarında ortak bir yazı ve kültür dili gelişmişti. Başkurt bölgesinde eğitim dili Tatarca, konuşma dili Başkurtça idi. Kazan ilindeki medreselerle, Başkurt ülkesindeki Orenburg, Kargalı, Ufa, Troyskiy, İsterlibaş vb. şehir ve kasabalardaki medreseler arasında eğitim ve öğretim usulleri bakımından hiçbir fark yoktu. İhtilalden önce, yukarıda da belirttiğimiz üzere, bütün Başkurtlar, Tatarca eğitim görmekte idiler. Sovyet hakimiyetinden sonra 1920’lerde artık bu bölgede Türkler için iki ayrı şivede eğitim başlatılmış oldu. İlk Başkurtça kitap 1926’da yayınlanmıştır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ankara'nın taşına bak, gözlerinin yaşına bak 02 Nisan 2019 | 5.232 Okunma BAŞKURDİSTAN VE ZEKİ VELİDİ TOGAN 24 Şubat 2019 | 358 Okunma TÜRKİYE İLE ORTA ASYA ARASINDAKİ İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK-2 18 Şubat 2019 | 378 Okunma TÜRK DÜNYASI İLE İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİRMELİYİZ 09 Şubat 2019 | 129 Okunma Türkistan’da Bağımsızlık Mücadelesi 01 Şubat 2019 | 1.078 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar