Erken aktivasyona rağmen sistem mükemmel

Türkiye bir yıl önce resmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçti. Sistem tartışmaları Cumhuriyetin kuruluşu kadar eski. Tek partili sistemle başlayan devlet hayatımız çeşitli denemelere...

Türkiye bir yıl önce resmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçti. Sistem tartışmaları Cumhuriyetin kuruluşu kadar eski. Tek partili sistemle başlayan devlet hayatımız çeşitli denemelere rağmen 1947 yılına kadar devam etti. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle oluşan yeni dünya düzeninin de zorlamasıyla başlayan çok partili hayat, 1950 yılında Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle kurumsallaşmaya başladı.

1950-60 arası Demokrat Parti iktidarı vesayetçi egemenleri epey rahatsız etmeye başlamıştı. Nitekim Menderes’in Sovyetler Birliği ile kurduğu diyalog, egemenlerin müdahalesini kaçınılmaz kıldı. 1960’ta 27 Mayıs vesayetçilerinin kurduğu sistem 2017 yılına kadar devam etti. Arada yapılan müdahaleler sistemi revize etmekten çok, sivil siyasete balans ayarı için yapıldı.

Yeni sistemin temeli aslında 2007 yılında atıldı. CHP’nin Meclis’e cumhurbaşkanı seçtirmemek için dönemin egemenleri ile kurduğu tuzak ellerinde patladı. CHP’nin cumhurbaşkanı seçtirmeyerek, krizi derinleştirip fiili müdahalenin önünü açma hesabı, Anayasa değişikliği ile boşa çıkartıldı. 2007 yılında cumhurbaşkanı seçme yetkisinin halka verilmesiyle bugünkü sistemin temeli atılmış oldu.

Artık gözler 2014 yılında halkın seçeceği ilk cumhurbaşkanındaydı. En güçlü aday Recep Tayyip Erdoğan olduğu için de seçimlere iki yıl kala operasyonlar başladı. Önce ömür biçtiler Erdoğan’a. Bekledikleri Azrail gelmeyince de önce MİT krizi, sonra Gezi terörü, ardından da 17-25 Aralık. Bu operasyonlar Erdoğan’ın seçilmesini önleyemedi. Erdoğan seçildiğine göre yapılacak tek şey kalmıştı: Fiili müdahale. 15 Temmuz’da da fiili müdahaleye kalkıştılar.

15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin püskürtülmesiyle hamle sırası tam bağımsız devlet mücadelesi verenlere gelmişti. Türkiye’deki siyasi istikrarsızlığı her seferinde emellerine alet edenlerin bu imkânları ellerinden alınmalıydı. Türkiye’nin içeride ve dışarıda karşı karşıya olduğu tehditleri bertaraf etmek için güçlü bir yürütmeye olan ihtiyaç artık ötelenemezdi.

İşte böyle bir atmosferde MHP lideri Devlet Bahçeli, 11 Ekim’de, “Hiçbir şey 14 Temmuz öncesi gibi olmayacak” diyerek yeni Anayasa çağrısı ile 16 Nisan’da referanduma sunulan Anayasa değişikliğinin önünü açmıştı. 16 Nisan 2017’de kabul edilen Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’ne geçildi. Sistem fiilen 2019 Kasım ayında hayata geçecekti. 24 Haziran 2018’de seçimlerin erkene alınması nedeniyle sistem 1 yıl 4 ay erken aktive edildi.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Anayasa'yı değiştirmek yetmez 13 Eylül 2023 | 573 Okunma 6-7 Eylül olaylarından ders çıkarmak 09 Eylül 2023 | 125 Okunma Yok mu beni başbakan yapacak bir cumhurbaşkanı adayı… 04 Ekim 2021 | 289 Okunma Onuncu Yıl Marşı’nı hangi ruh haliyle okuyorsunuz 13 Eylül 2021 | 328 Okunma Son aşamadan kastım… 06 Eylül 2021 | 261 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar