Beyaz taşların karanlık plânı

Yeleklerin sarı, planların kara olduğu bir döneme doğru yol alıyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin erkene alınmasıyla planları bozulan ve bir süre bocalama süreci yaşayanlar, toparlanıp yeni plan...

Yeleklerin sarı, planların kara olduğu bir döneme doğru yol alıyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin erkene alınmasıyla planları bozulan ve bir süre bocalama süreci yaşayanlar, toparlanıp yeni plan yapmış gibi bir hava var sanki. Bu, FETÖ’nün ‘yıkılmadık, ayaktayız’ havası da olabilir. Ama yine de tedbiri elden bırakmamak lazım. Ne demiş atalarımız, “Sen işini kış tut, yaz çıkarsa bahtına.”

Her geçen gün daha şiddetli dirençle karşılaşacağız. Çünkü bugüne kadar maşalarla, farelerle meşgul ettiler bizi. Maşalar tasfiye edildikçe, deşifre edildikçe, onları kullanan el’e yaklaştık. Elin sahibi kendine doğru gelindiğini gördüğü için artık bütün güçleriyle direnecek.

Mesele artık FETÖ, KETÖ olmaktan çıktı. Mesele artık bunların sahipleri, bunları besleyen, yöneten akıl. Bütün cephelerde hazırlık var. Ekonomi cephesi uzun zamandır hareketli, Alevi-Sünni cephesi hareketli, Kürt-Türk ayrılıkçılığı cephesinde yepyeni hesaplar var. Sözde İslâmcı hareketlerde anormallikler var, futbol taraftarlığı üzerinden kurgulanan sinsi hesaplar var. Hâsılı kimi kime nasıl düşürebiliriz üzerinden çok ince ayarlamalar var.

Adamlar yaşadıkları her başarısızlıktan ders çıkarmış. Gezi’ye dâhil edemediklerini nasıl dâhil ederizin üzerinde duruyorlar. 15 Temmuz’da yaşadıkları hezimetin nedenlerini araştırıyorlar. Milletin direnç noktalarını tespit edip onun üzerine oyunlar kuruyorlar. O gecenin isimsiz kahramanlarını tespit edip, tek tek yok ediyorlar veya yok ettiriyorlar. Kime neyi servis edeceklerini çok iyi biliyorlar. Kime ne sufle verecekleri konusunda çok marifetliler. Sufle verecek kadar ensemizdeler. Aynı haberi en radikal soldan, en radikal sağa kadar yayın yapan kuruluşlarda yazdırabiliyorlar.

2012 yılında gazetenin birinde şu başlıkta bir haber yer alıyor: “Mescit düşmanını müdür yaptılar.” Söz konusu atamayı yapan kişi beni aradı: “Hüseyin, sen beni bilirsin, ben böyle bir atama yapar mıyım? Bu arkadaş dört dörtlük bir arkadaş. Nasıl böyle yazılır hakkında.” Ben de olayın peşine düştüm. O gazetede çok değerli arkadaşlarım vardı. Olayı anlattım. Gelen cevap: “O haberi Ankara büro yaptı. Haberin kaynağı ilgili bakanlığın bürokratları.” Haberi yapan daha sonra FETÖ’den tutuklandı. Çünkü ilgili bakanlık FETÖ yuvası. Haberin nedeni iftira attıkları adamın yerine bir FETÖ’cü düşünmeleri…

Bu sistem bugün de aynı şekilde işletiliyor. Birini karalamak veya yüceltmek istiyorlarsa algı operasyonu yaptıramayacakları hiçbir mecra yok. Tıpkı 12 Eylül öncesi öğleden önce sağcıyı, öğleden sonra solcuyu vuran silah olayı ile karşı karşıyayız. Aynı haber iki zıt mecrada aynı materyallerle farklı ve kutuplaştırıcı üslupla yer alıyor. Ama servis eden merkez aynı.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Anayasa'yı değiştirmek yetmez 13 Eylül 2023 | 575 Okunma 6-7 Eylül olaylarından ders çıkarmak 09 Eylül 2023 | 129 Okunma Yok mu beni başbakan yapacak bir cumhurbaşkanı adayı… 04 Ekim 2021 | 291 Okunma Onuncu Yıl Marşı’nı hangi ruh haliyle okuyorsunuz 13 Eylül 2021 | 329 Okunma Son aşamadan kastım… 06 Eylül 2021 | 263 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar