Filistin’in var olma hakkı
Aynı söz verdikleri gibi Gazze'yi "dümdüz ettiler" ama medyadaki papağanlarının mantrası değişmedi: "İsrail'in var olma hakkı." Bombalar Gazze'ye yağarken, çocuklar enkaz altından çıkarılırken...
Aynı söz verdikleri gibi Gazze'yi "dümdüz ettiler" ama medyadaki papağanlarının mantrası değişmedi: "İsrail'in var olma hakkı."
Bombalar Gazze'ye yağarken, çocuklar enkaz altından çıkarılırken, Batı Şeria'da evler yıkılıp insanlar sürgün edilirken, yüz binler açlıkla sınanırken dahi bu cümle otomatik biçimde tekrarlanıyor. Her defasında, her olayda, her zulümde... Sanki bir günahı temize çeker gibi, bir kurtarıcı kalkan gibi.
Ama kimse sormuyor: Peki ya Filistin'in var olma hakkı? Onun tarihini, halkını, toprağını, acılarını savunacak bir "var olma hakkı" neden telaffuz edilmiyor?
İsrail, yeni kurulmuş kırılgan bir devlet değil. Bilakis dünyanın en büyük nükleer güçlerinden biri. Teknoloji devleriyle iç içe geçmiş, diplomasi ağlarını Batı başkentlerine bağlamış, Ortadoğu'nun en organize ve ölümcül ordularından birine sahip.
Var olma değil, hâkimiyet kurma mücadelesi veriyor. Ancak bu...