Tutuklunun tutkusu

Pencereden dışarıya baktı bir süre... Samatya açıklarından gemiler geçiyordu... Gözlerini yumup öylece kaldı. Umuda doğru bir yolculuğa çıkmış gibiydi. Umutla yaşam...

Pencereden dışarıya baktı bir süre... Samatya açıklarından gemiler geçiyordu... Gözlerini yumup öylece kaldı. 
Umuda doğru bir yolculuğa çıkmış gibiydi. 
Umutla yaşam arasında gidip geldi. Kendi yalnızlığı içinde olduğunu anımsadı. 
Gün çoktan aydınlanmıştı. Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Ahmet Şık çoktan uyanmış olmalıydı. 
Bir süre onları düşündü. Onurlu duruşları aklına geldi. 
Ne çabuk geçiyordu, günler, haftalar ve aylar... 
O güzel günler geride kalmıştı ama ne Akın, Murat, Kadri ve Ahmet umutlarını yitirmemişlerdi. 
Yürekleri manda gönünden değildi onların. Veremeyecek bir hesapları yoktu. Yüreklerindeki çocuk ölmemişti. 
Hayatı düşünüyordum ben de o saatlerde... 
Gözlerim çok uzaklarda bir şeyler arıyordum. İçeride kalan arkadaşlarımı düşünüyordum. 
Zamanın saat ayarını... 
Gözlerim çok uzaklarda bir şeyler arıyordu... 
Oysa her güzel şey bir adım ötedeydi... 
Anı sayfalarını karıştırmaya başladım. 
Sevgiliyi, onun bana söylediklerini: 
“Gel yüreklerimizi birleştirelim, sevdalarımızı çoğaltalım çocuklarımızın geleceği için.” 
Düşsel bir yolculuğa çıkmıştım. Anı defterinde yazdıklarımı tekrar tekrar okudum. 
Sordum karşımda oturan kadına: 
“Niçin sevdiğini söylemedin onu sevmene karşın...”
Çayını yudumlarken yutkundu. 

Pişmanlık duyuyordu... 
Bir kez daha sorunca yanıt vermek cesaretini gösterdi: 
“Çünkü kendimi yaşamaya karşı yasaklamıştım.” 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aşklar ve sevinçler... 09 Eylül 2018 | 2.490 Okunma Hoşça kal hüzün... 06 Eylül 2018 | 534 Okunma Bir garip yolcu... 04 Eylül 2018 | 2.351 Okunma Sevda düşleri... 02 Eylül 2018 | 2.434 Okunma Uçarı kaçarı... 01 Eylül 2018 | 110 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar