Sevda...

Renklerle parlayan bir gecede gökyüzündeki yıldızlar sevişiyor gibiydi... Ege’de bir İyonya kadını belki Çeşme İskelesi’nden Sakız’a bakıyor; belki...

Renklerle parlayan bir gecede gökyüzündeki yıldızlar sevişiyor gibiydi... 
Ege’de bir İyonya kadını belki Çeşme İskelesi’nden Sakız’a bakıyor; belki de Kuşadası’nda denizlerin altındaki yaşamı keşfetmeye hazırlanıyordu... 
Kadın, yalnızlığın tam orta yerinde dururken “sen ve ben” diyerek; masmavi denizlerin dibinde sevdayı arıyordu... 
O saatlerde zırhlı bir yürek, vakitsiz öten horozun sesini dinliyordu... 
Nedir tarif edilmez bir mavi? 
Kadın, bir şairden esinlenerek kendini anlatıyor; yaşamın tekdüzeliğine kafa tutuyordu... 
Yüzünde yorgun sürgünlerin izleri vardı... 
Bir yasemin kokusu yürüdü dudaklarından kirpiklerine doğru. Bir şimşek çaktı gecenin içinde. Yüreğinde bir acı büyüdü, başka iklimleri çağrıştıran... 
İlkyazdı ve yağmur yağıyordu... 
Yaşamın derinliğinde yitirdiklerini düşündü. Ürkek bir şafağın uluorta seslenişini yaşadı. Gölgesinde kümelenen sevdaların izdüşümünü gördü... Zakkum çiçekleri gelen günü selamladı...
Kırlangıçlar evlerin çatısına kondu... 
Bir çocuk ağladı... 
Aynalı gülüşler bir gelinciğin yakarışı gibiydi... 
Oktay Rifat’ı dinledi; Cahit Külebi’yle Niksar’da oturduğu kahveyi; Ahmed Arif’le İzmir Tenis Kulübü’nde mevsimlere başkaldırışını anımsadı... 
Bir kuş ötüyordu bir yerde... 
Mırıldanmaya başladı:
İçim, bir suskunsa tekin mi ola? 
O malta bıçağı, kınsız, uyanık, Ve genç bir mısradır
Filinta endam...
Neden, neden alnındaki yıkkınlık, 
Bakışlarındaki öldüren buğu? 
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri...

***

Bir yaşam bizi sürükleyip gidiyordu... 
Eski yazılarına baktı... 
Gecenin izini yakalamaya çalıştı...
Bir not düştü ardından, soluk resimlere bakarak: Zamanın saatleri durmuş, ellerimiz rüzgârla unutulmuş bir anıyı anımsatıyor ara sıra... Bir mor menekşe sararan gecenin içinde açmış gülümsüyor bize... 
Sokaklar yorgun, sokaklar eski şarkılarla avunuyor... 
Geçen günler bir mevsimin sevda şiirleriyle, ırmakların içinde karlı öpüşleri getiriyor... 
Ey eflatun aşk, bana eflatun yağmurlar yağdırabilir misin?
Bilir misin her sevda bir ayrılık yaşar zamanla, her sevda hiç farkında olmadan solar... 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aşklar ve sevinçler... 09 Eylül 2018 | 2.490 Okunma Hoşça kal hüzün... 06 Eylül 2018 | 534 Okunma Bir garip yolcu... 04 Eylül 2018 | 2.351 Okunma Sevda düşleri... 02 Eylül 2018 | 2.434 Okunma Uçarı kaçarı... 01 Eylül 2018 | 110 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar