Pes doğrusu...

Puslu bir İstanbul sabahıydı. Gazeteye geldim. Kahvemi yudumlarken gazetelerin birinci sayfalarına göz attım. Cumhuriyet’in birinci sayfasında manşetten verilmiş haberin başlığını okuyunca...

Puslu bir İstanbul sabahıydı. Gazeteye geldim. Kahvemi yudumlarken gazetelerin birinci sayfalarına göz attım. 
Cumhuriyet’in birinci sayfasında manşetten verilmiş haberin başlığını okuyunca duygulandım: 
“Derhal bırakın...” 
Manşetin altında fotoğraflara baktım bir süre... 
Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör,Ahmet Şık. 
Aylardır tutuklu olan yol arkadaşlarım. 
Beş aydır göremiyordum onları... 
31 Ekim 2016 sabahı şafak sökmeden evlerimizin kapıları çalınmıştı. Gelenler polisti. Evimiz aranmış, telefonlarımıza el konulmuştu. Önce sağlık kontrolü için hastaneye, ardından Vatan Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele’ye götürülmüştük. 
Dört gün süren gözaltı, savcılık ifadesi, Çağlayan Adliye Sarayı... 
Aydın Engin’le ben yaş durumumuzdan serbest bırakılmıştık mahkemece. İkimize de yurtdışı çıkış yasağı konulmuştu. Biz daha sonra pasaportlarımızı iade etmiştik. 
Arkadaşlarımızdan buruk bir vedayla ayrılmıştık Aydın’la. Birbirimizin yüzüne baktık. Gözlerimizin dolduğunu fark ettik. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. 
Orhan Erinç, Bülent Yener ve Günseli Özaltay da savcılık ifadelerinin ardından salıverilmişlerdi mahkemeye çıkarılmadan...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aşklar ve sevinçler... 09 Eylül 2018 | 2.490 Okunma Hoşça kal hüzün... 06 Eylül 2018 | 534 Okunma Bir garip yolcu... 04 Eylül 2018 | 2.351 Okunma Sevda düşleri... 02 Eylül 2018 | 2.434 Okunma Uçarı kaçarı... 01 Eylül 2018 | 110 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar