Ne darbe ne dikta... Demokrasi ve özgürlük...

Hayatı yaşanır kılmak için insanın umutlarını hep diri tutması gerekir. Hukukun, demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin olduğu ülkelerde umut bu yüzden vardır. Umut için...

Hayatı yaşanır kılmak için insanın umutlarını hep diri tutması gerekir. Hukukun, demokrasinin, temel hak ve özgürlüklerin olduğu ülkelerde umut bu yüzden vardır. 
Umut için hukuk, adalet, eşitlik! 
Geçmişe bakıp bugünü görmek, sevdalarımızı diri tutmak, masmavi bir gökyüzünün altında derin vadilere bakmak... 
Vatan, millet söylemleri, kardeşliği salt İslam temelinde görmek, din, dil, ırk, mezhep, renk, dil ayrımcılığı yapmak, hayatın akışı içinde insanlığı körleştirir. 
Kör milliyetçilik sarmalında ABD’nin NATO öncülüğündeki “yeşil kuşak projesi”ni hayata geçirmek isteyenler, o yıllar neler yaşandığını çok iyi anımsarlar. 
Elbet Türkiye de bundan payını büyük ölçüde aldı, önce 68 kuşağının ardından78’lilerin üzerinden silindir gibi geçildi. 
12 Mart solcuları ezdi, 12 Eylül hem solcuları hem de ülkücüleri... 
Evren Paşa kükremişti: 
“Asmayalım da besleyelim mi?” 
Bir sağdan asıldı bir de soldan... 
Biz bu ülkede, çılgın bir darbe girişiminin ardından, hukuk devletini, temel hak ve özgürlükleri tartışıyoruz.
Ülkenin, rejimin, Cumhuriyetin, demokrasimizin tehdit altında olduğunu konuşuyoruz. 
Çocuklarımızın güven içinde olmaları gibi bir kaygımız falan yok(!)... 
Hayatımızı dövizin çıkışına ve inişine bağlamış bir toplumun geleceğe ilişkin neler düşündüğünü bilmiyoruz. 
Zaten halkımızın büyük çoğunluğunun böyle bir kaygısı da yok...

***

12 Eylül’de tüm ülkenin kılcal damarlarına değin giren Türk-İslam ve Kürt-İslamsentezinin bugün karşımıza çıkardığı fotoğraf ortada... 
Aradan geçen bunca yıla karşın ülkede demokrasi ve özgürlükleri bir hayat biçimine dönüştürememenin sancılarını yaşayarak bugünlere geldik. 
O sancıları yüreğimizde, bedenimizin her yerinde hissederken, bir suskunluk dalgalanır masmavi sularda. 
Sözcüklerin oluşumunda sevginin ırmağı akar, böylesine acılı günlerde bir kurtuluş umudu doğar şafak söktüğünde. 
Bu, bir umuttur! 
Umut hiçbir zaman kendiliğinden yeşermez... 
Atılan tohumların çiçeklenmesi için umut, adalet ve sevgi suyu gerekir. 
Kıyametin vedasında yalnızlık, korku ve telaş ancak laik demokratik hukuk devleti tehlike altına girdiğinde kendisini gösterir. 
Kanlı darbe girişiminin getirdiği OHAL, ortalığa saçılan kirli çamaşırlar üzerinde ne etki yapacağı, o yetkiyi kullananların suçluyla suçsuzu nasıl ayırt edeceğini, umarım çok yakında görebiliriz. 

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aşklar ve sevinçler... 09 Eylül 2018 | 2.490 Okunma Hoşça kal hüzün... 06 Eylül 2018 | 534 Okunma Bir garip yolcu... 04 Eylül 2018 | 2.351 Okunma Sevda düşleri... 02 Eylül 2018 | 2.434 Okunma Uçarı kaçarı... 01 Eylül 2018 | 110 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar