Mutluluk...

Mutsuz geçen bir hayat, tatsız geçen bir hayattır...Eskiler şöyle derdi:“Neşe her şeyden önce gönlün gıdasıdır.” Dr. Victor Pauchet “Mutluluk Yolu” adlı...

Mutsuz geçen bir hayat, tatsız geçen bir hayattır...
Eskiler şöyle derdi:
“Neşe her şeyden önce gönlün gıdasıdır.” 
Dr. Victor Pauchet “Mutluluk Yolu” adlı kitabında “Dünya yüzünü neşe ve sevgi kapladığı gün kötülükler ortadan kalkacaktır” dedikten sonra tüm insanlara şu öğüdü vermiştir: 
“Her yerde, her durumda gönlünün rahat olmasını, dört yanına neşe saçmasını istiyorsan, dudaklarında gülümseme eksik olmasın.” 
Gülümse... 
Dünyanın en büyülü sözcüğü... Ve de en güzel davranışı... Hüzünlü bir yüzü bile güzel gösteren inanılmaz tılsım
Hayat, gelgitler içinde insan yüreğini, acıyı, tasayı, hüznü, sevinci bir okyanus güzelliğine dönüştürür. 
Gezi Direnişi sırasında öldürülen Berkin Elvan cinayetinin ek duruşmasının yapıldığı gün hüzün ve umutsuzluk vardı insanların gözlerinde... 
Berkin, ölümünden önce 
bakkala etmek almaya gitmiş, eve dönerken ağır yaralanmıştı. 
Anne Gülsüm Elvan duruşma sırasında şöyle dedi: 
“Ben hâlâ o ekmeği bekliyorum...” 
O anda duruşma salonunda tüm izleyiciler gözyaşına boğuldu... 
Dışarıda puslu bir hava vardı... 
Gökyüzü çekip gitmiş bir anda...

***

Kimi zaman yıllar düğüm düğüm olur insanın boynunda. 
Çaresizlik, yılgınlık, mutsuzluk oturur yüreğimize... 
Gökyüzü alıp başını gitmiştir artık... 
Hayatın sayfalarında dolaşırım, kendi kendime bir şeyler mırıldanırım: 
“Ömrümüzü katık ettik umuda 
Savaş meydanlarında çoğaldık sessiz 
Yoruldu analar ölü doğurmaktan 
Yaşıyorsak da canlı değiliz” 
Bir yalnızlık çemberi, doğanın yedi rengi içindedir bazı günler. 
Avuçlarımızda bir tutam umut... 
Ve hüzün... 
Bir soru takılır akıllara: 
“Ölüm bize neden çok yakın?” 
Saçmalıyorum belki... 
Çaresizlik içindeyim. 
Bir soru daha: 
“Mutluluk nedir?” 
Bu soruyu birkaç kez soruyorum kendime... 
Suriye’de çocuk katliamı, kimyasal gazABD’nin Esad güçlerini bombalaması... 
Tam o sırada Kemal Göktaş arkadaşımızın analizine bakıyorum. 
Göktaş şöyle yazmış: 
“İddianame metninin muhatabı sadece Cumhuriyet değil ‘yönetenleri rahatsız eden haberleri yayımlayamazsın’ mesajı veriliyor topluma ve gazetecilere. 
FETÖ sanığı savcının adı yok ama ruhu iddianamede geziniyor.”

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aşklar ve sevinçler... 09 Eylül 2018 | 2.490 Okunma Hoşça kal hüzün... 06 Eylül 2018 | 530 Okunma Bir garip yolcu... 04 Eylül 2018 | 2.351 Okunma Sevda düşleri... 02 Eylül 2018 | 2.434 Okunma Uçarı kaçarı... 01 Eylül 2018 | 110 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar