İçimde çalan saat

Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu... Pencerenin önünde durdum... Yıldızların arasında bir yıldız aradım... Hem de en ufacıklarından. Mavi kadifede bir yıldız zerresiyle koskocaman...

Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu...
Pencerenin önünde durdum...
Yıldızların arasında bir yıldız aradım... Hem de en ufacıklarından. Mavi kadifede bir yıldız zerresiyle koskocaman dünyamızda iyilikler yakalamaya çalıştım...
Ne diyordu Nâzım Hikmet:
“Diyelim ki hapisteyiz
yaşımız elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının...”
Cadde bomboştu, evlerin ışıkları yanmıştı...
Bir fotoğrafa baktım uzun uzun...
Oktay Rifat’ı düşündüm...
Dedim ki:
“Gözlerin var ya çekik kara kara
Önce gözlerindi en güzel ışık...”
Bir sesle irkildim...
O güzel kadının bakışlarında kayboldum...
Hani kızlar vardır kıvırcık salata gibi; ağızları burunları kıvır kıvır...
Sen onlara benziyordun...
Kara dutlar güneşinde sen yarım kalmış bir sevdaydın; sen bir içim su, sen vazgeçilmez bir rüzgârdın...
Balıklar hep düdük çala çala geçerdi...
Bense sana bakar, gözlerinin büyüsünde aşkımın şarkısını söylemeye çalışırdım...
Gözlerimi açar, senin sadece bakışlarında sevişirdim...
Papatyaların renkli camlarında seslenirdim sana:
“Gel bulutsuz masallara yaslan

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aşklar ve sevinçler... 09 Eylül 2018 | 2.490 Okunma Hoşça kal hüzün... 06 Eylül 2018 | 534 Okunma Bir garip yolcu... 04 Eylül 2018 | 2.351 Okunma Sevda düşleri... 02 Eylül 2018 | 2.434 Okunma Uçarı kaçarı... 01 Eylül 2018 | 110 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar