Takdir ve tenkit

Bugünlerde fırsat buldukça Sayın Orhan Koloğlu’nun yazdığı “Abdülhamid Gerçeği” isimli eseri okuyorum. İlmine itimat ettiğim tarihçilerimizden Sayın Murat Bardakçı bu eser için...

Bugünlerde fırsat buldukça Sayın Orhan Koloğlu’nun yazdığı “Abdülhamid Gerçeği” isimli eseri okuyorum. İlmine itimat ettiğim tarihçilerimizden Sayın Murat Bardakçı bu eser için “…hükümdarı konu alan kitaplar arasında en mükemmelidir” diyor. Ben de dayandığı bilgi ve belgeler ile oldukça geniş araştırma imkânını sonuna kadar kullanmış olduğunu görerek takdirle okuyor ve istifade ediyorum.

Sayın Koloğlu’nun temel tezlerinden biri Abdülhamid’in İslamcılık ve Panislamizme destek vermediği, hatta engellediğidir. Bu konuyu işlerken İslam Birliği’nin merkezinde olması gereken hilafet konusuna da yer veriyor, İslamcıların Osmanlı ve Arap hilafeti konusundaki tartışmalarını özetliyor ve bu arada Reşid Riza’nın da Arapların halife olmaları gerektiğini iddia eden ve savunanlar arasında olduğunu şöyle zikrediyor:

“İslami çevrede Abdülhamid’in halifeliğine karşı çıkanlar arasında ünlü Arap dergisi al-Manar’ı da hesaba katmak gerekli. Kevâkibî, “Ummu’l-Kurâ” isimli kitabında Arap hilafetinin en büyük savunucusu olmuştu. Ayrıca Manar’da da yazıp Arapça bilmeyenin Müslüman olamayacağını bile ileri sürecek kadar milliyetçilik yapmıştı. Derginin yayıncısı Reşid Riza ise “Dünyadaki Müslümanların Durumu ve Ulemayı Emirler ve Sultanlara nasihata çağrı başlıklı yazısında (Yıl 1906, c. 9. S. 357-65) açıkça Abdülhamid’e cephe almıştır.”

“İslami Hareket Öncüleri” isimli çalışmamda Kevâkibî’yi de inceledim ve yazdım. Bir başka yazımda inşallah sayın yazarın, onun hakkındaki akıl almaz ifadesini irdeleyeceğim.

Reşid Riza’ya gelince, onun kaleme aldığı bir kitabı “Gerçek İslam’da Birlik” adıyla Türkçeye çevirmiş, kitabın başına koyduğum 150 sayfalık bir çalışmamda Efgânî, Abdüh ve Reşid Riza’yı yazmıştım. İlgi duyanlar bu kitabıma bakarak Reşid Riza’nın Abdülhamid’den Mustafa Kemal’e kadar geçen dönemlerde hilafete bakışı ve hadisatın cereyanına uygun olarak düşünce ve teşebbüslerindeki değişimi göreceklerdir. Dergideki yazılarına ekler yaparak Hilafet konusunda ayrı bir eser de yayınlamıştır. Bir başka yazımda inşallah bunu da özetlerim.

Sayın Koloğlu’nun işaret ettiği yeri arşivimde mevcut Menar’dan bularak makaleyi okudum. Aşağıda özetleyeceğim bu makalede R. Riza, Abdülhamid’e cephe almıyor, onun halifeliğine karşı çıkmıyor, İslam dünyasında mevcut bütün ümera ve sultanları istibdaddan vazgeçirmek ve yönetimde İslam’ı ve adaleti merkeze almalarını sağlamak için âlimleri, bütün tebliğ imkânlarını kullanarak nasihat etmeye davet ediyor. Arap hilafetini savunmuyor, böyle bir ifadeyi hiç kullanmıyor, Osmanlı’nın geçmişini övüyor, İslam birliğinin yine Osmanlı hilafetinde gerçekleşebileceğini söylüyor, ancak birlik, uyanış ve diriliş için İslam’ı doğru anlayıp uygulamayı ve yönetimde şûrâ ile adaleti şart olarak görüyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Tebliğ mi temsil mi? 21 Nisan 2024 | 293 Okunma Birkaç soru ve cevap 14 Nisan 2024 | 545 Okunma Gösteriş ve istismar 07 Nisan 2024 | 364 Okunma Ağır ve yüz kızartıcı suçlara bile verilen ceza böyle oldukça 31 Mart 2024 | 606 Okunma Din, kültür, medeniyet sapkınları boş durmazlar 24 Mart 2024 | 340 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar