Kanlıca’da bir gün

Ballı yoğurt siparişinden vazgeçiyorum. Çay söylüyorum. Hafif demlice ve ince bellide. Malum, sıcakta sıcak içmek serinletiyor. Sonra birden Emirgan tarafından hızla Kanlıca'ya doğru kopup gelen tatlı bir...

Ballı yoğurt siparişinden vazgeçiyorum.
Çay söylüyorum.
Hafif demlice ve ince bellide.
Malum, sıcakta sıcak içmek serinletiyor.
Sonra birden Emirgan tarafından hızla Kanlıca'ya doğru kopup gelen tatlı bir esinti.
Bu iyi işte!
Deniz kıyısındaki bir masada iki kız çocuğu dondurmalarını öyle iştahla yiyorlar ki, içlerindeki neşe kahvede oturan herkese yayılıyor, havadaki nemin baskısı hafifliyor.
Yanımdaki sandalyeye koyduğum sırt çantamı açıp Kevin Barry'nin, adı pek güzel diye aldığım "Tanca'ya Gece Feribotu"nu çıkarıyorum.
Günlerdir sömürgecilik üzerine ve iklim mücadelesi denen heyulanın karanlık yönleri üzerine okuyorum.
Üzerimde yüzlerce sayfanın ağırlığı var.
Şimdi yeni...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu ‘ego’larla nereye? 23 Nisan 2024 | 56 Okunma Aynada kendimize bakmaya sıra gelecek mi? 22 Nisan 2024 | 366 Okunma Geçiştirilen geçmiş ve gelecek 19 Nisan 2024 | 124 Okunma Tam o noktadan başlayın! 18 Nisan 2024 | 320 Okunma Sahnedeki denge bozulur mu? 16 Nisan 2024 | 205 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar