Çevre ve devlet algımız

"Niye çöplerinizi buraya bırakıyorsunuz, yüz metre ilerde konteynırlar var" diye sordum... Festival için arkadaşlarıyla birlikte sahildeki kampa gelen genç kadın yüzüme çok tuhaf bir şey söylemişim gibi...

"Niye çöplerinizi buraya bırakıyorsunuz, yüz metre ilerde konteynırlar var" diye sordum...
Festival için arkadaşlarıyla birlikte sahildeki kampa gelen genç kadın yüzüme çok tuhaf bir şey söylemişim gibi bakarak mırıldandı:
"Belediyenin ne işi var, toplasın!"
Dikkatimi çekti, biri hariç arkadaşları da ona katıldılar.
Sadece aralarından bir delikanlı toparlanıp yeme içme kaplarını ve pet şişeleri toplamaya başladı. Haline tavrına bakan az sonra çok ağır bir yük taşımaya hazırlandığını düşünürdü.

***
Bu tabloyu bir ahbabımdan dinledim.
Çok tanıdık geldi.
Eski bir tutum bu aslında.
Ama ilginçtir ki, her kesimde yeniden dirildiğini gözlemliyorum.
Şöyle özetlenebilir: "Kamu alanları kamunundur, ben geçici olarak yararlanıyorum, dolayısıyla bu alanların sorunlarıyla da kamu idareleri uğraşsınlar." Geçen cumartesi bu köşede çıkan yazımda konu ettiğim "çevre pisliği ve artan özensizlik "meselesinin bir veçhesi de bu...
Yani iş gelip devlet algımıza bağlanıyor.
***
Solcular ve liberaller halkın devletle ilişkisi üzerine "ithal" bir çerçeveye dayanarak çok şey söylediler.
Ama esas olan, yani meselenin "buraya ait" tarafı hep eksik, hatta dokunulmaz kaldı.
Milliyetçiler ve muhafazakârlar uğruna hiç düşünmeden baş koydukları "devlet"le ilişki biçimlerimizi algılama tarzımızı mercek altına alıp sorgulamadılar.
Oysa sormak gerek..
Devletin "içinde" biz yok muyuz?
Gündelik hayatta birden sırtımızı dönüp çöpümüzü, pisliğimizi, yükümüzü devlete/ kamu idarelerine bırakıp gidebiliyor muyuz?
Ya tabiat?
Geçerken uğradığımız güzel ama "yaban" bir şey mi ki, her çalı dibini çöp yığınına çevirmekten rahatsız olmuyoruz?
Dedim ya...
Evlerimizi "bal dök yala" temizleyip kapımızın önünü bile leş gibi bırakmaya başlamamızın ardında derin düğüm noktaları var.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Cilalı tavırlar mı, gerçekler mi? 26 Mart 2024 | 204 Okunma Vitrinde DEAŞ var, inanalım mı? 25 Mart 2024 | 396 Okunma Savaş ve Barış 24 Mart 2024 | 162 Okunma Haftanın notları: Sonrası hüsrandır hep 23 Mart 2024 | 88 Okunma Vitrin demokratları Putin’in zaferini beğenmedi 22 Mart 2024 | 144 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar