Yorgan gitti, kavga bitmedi

Sinirli mi uyanıyorsunuz, evliliğiniz çıkmaza mı girdi, sağlığınız mı bozuldu, tabir edilemeyecek saçmalıkta rüyalar mı görüyorsunuz, patron zam yapmadı mı, hoca size taktı mı? Sebebi...

Sinirli mi uyanıyorsunuz, evliliğiniz çıkmaza mı girdi, sağlığınız mı bozuldu, tabir edilemeyecek saçmalıkta rüyalar mı görüyorsunuz, patron zam yapmadı mı, hoca size taktı mı? Sebebi, Yorgan Mafyası! Çektiler üzerimizden 'yün yorganları', sürdüler piyasaya sentetik olanları! Sentetik hastalıklar, sentetik ilişkiler, sentetik sıkıntılar sardı her yanımızı...
Bi kere elyaf yorganlar hafiftir, deli yatar. Sabah uyandığınızda yanınızda bulamazsınız bunları. Gece su içmeye mi kalkıyorlar nedir, geri gelmeden yerde kıvrılıp uyuyakalırlar. Sen de açıkta kalır donarsın sabaha kadar, sonra gelsin abuk sabuk rüyalar... Oysa yün yorgan öyle midir? Rahat bir ton gelir. Uykunun ve uykucunun dostudur... Hareketi imkânsızlaştırdığı için en güzel bunlarla uyunur... Otuz gün uyumuş gibi uyanırsın, 'Çocuk üstünü açtı mı ki' endişesi taşımazsın... Değme sobadan iyi ısıtır... Soğuk girmez, kurşun geçirmez, füze işlemez, ilave donanım gerektirmeden kutuplarda bile yaşarsın...
Yazıyooor, yazıyoooor... Memlekette yorgan yetmezliği yaşanıyor! Ve dolayısıyla ilişkiler darbe alıyor... Taraflardan birinin yorganı dürüm yapması, açıkta kalanı (ki genelde erkek oluyor bu) üşümeye, soğumaya, kine, nefrete ve şiddete yöneltiyor! İstatistikler gösteriyor ki, ortak mal paylaşım kanunu yürürlüğe girdikten sonra bile yorganın erkeğe ancak %30'u düşüyor... Sentetik değil de yün olsa böyle mi olur? Bir yün yorganın ağırlığı; sentetik dört çift kişilik yorgan, iki tek kişilik yorgan, altı şilte ve muhtelif sayıda yastık toplamından daha fazladır. Karşı tarafın örtülünce beton etkisi yapan bu örtüyü üstüne çekme ihtimali yoktur. Ola ki çekti, sabah arama kurtarma ekibi sıkıştığı yerden çıkarmaya gelir ilgili kişiyi... Yaşasın yün yorgan, yaşasın adalet!..
Yorgan dediğin nevresim içinde büzüşüp insanı çileden çıkarmaz. Nevresim ne ya? Makinede yıkarken içine ha bire çorap kaçan kılıf... Yorgan dediğin yün olur; kaplanır... Yorgunların sığınağıdır... Argınların da, dargınların da... Gerçekliğin de, gözyaşlarının da, duaların da... Öyle iki dönmeyle uçup giden, içeri hava geçiren, sofra bezinden bozma sentetik yorganlara inat sadıktır; bilirsin ki öyle iki hareketinle seni terk etmeyecek... Bilirsin ki sarıp sarmalayacak sıcaklığıyla, ne olursa olsun gelip dolanacak ayaklarınıza...
Ezcümle azizim, yün yorgan candır!.. İhtiva ettiği yünden mütevellit uyku öncesi sayılan koyunları insana daha bi yaklaştırır... Soğuktan, öcülerden ve bilumum düşmandan koruyan süper bir kişilikte yorgandır... Bir çeşit görünmezlik pelerini gibi, öcügeçirmez... Bu yorgan için bir değil, bin milyon pire yakılır!
Yün yorgan hele de atlastan olan, desen desen kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel bir el sanatımızdır!..
O güzel yorganlar güzel hurçlara girip gittiler,
Demirin tuncuna yorganın sentetiğine kaldık...
Fırrrkh...

Ninem diyor ki; Eğri mastardan, doğru çizgi olmaz.

YAZININ DEVAMI