Ve anormalleşme sürecinde bir dost: İran (1)

Dost tabii. Hatta dost ve kardeş. Her ne kadar Türkiye ile İran 16, 17 ve 18’inci yüzyılları çeşitli savaşlarla geçirmiş iseler de İran’da tahtı ele geçirmiş olan Kaçar hanedanı ile 1821-23...

Dost tabii. Hatta dost ve kardeş. Her ne kadar Türkiye ile İran 16, 17 ve 18’inci yüzyılları çeşitli savaşlarla geçirmiş iseler de İran’da tahtı ele geçirmiş olan Kaçar hanedanı ile 1821-23 arasında bir dizi mini savaştan sonra, aramızda hep dostluk, hep barış oldu. Farslar ve Türkler, Araplardan sonra İslam uygarlığını benimsemiş ve ona kendi karakterlerini kazandırmış iki ulus. Farsça, dilimize Arapça ve Fransızcadan sonra en çok kelime ithal ettiğimiz dil. Can, canan, abdest, namaz, bahçe, bülbül… Hepsi bize Fars edebiyatının armağanı.Bu kaynaşma o kadar derin ve etkileyici olmuştur ki başka İslam beldelerinde Sünni-Şii ayrımı can alan kavim kavgalarına dönüştüğü halde, Fars milleti ile Türk milleti arasında bu farklılık basit bir “farklı meşrep” olarak görülmüştür. Birçok İslam ülkesinde evliliğe engel olarak görülen bu farklılık, Anadolu ve İran ferasetinde, lafı bile edilmeyen bir husus olarak, vicdanlara gömülmüş ve orada bırakılmıştır.Ve bu hiçbir zaman, Türkiye ve İran açısından çok uluslu veya ikili ilişkilerde bir sorun, bir anlaşmazlık nedeni olmamıştır. Ta ki Ayetullah Ruhullah Humeyni yönetiminde bir grup din adamı ve ittifak kurdukları esnaf-eşraf ve silahlı...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin etki alanı 25 Nisan 2024 | 1.304 Okunma ABD için ‘istikrarsızlaştırmak’ önemli 22 Nisan 2024 | 1.026 Okunma “İran Tiyatrosu” güldürmüyor 18 Nisan 2024 | 1.129 Okunma Dünyayı iki kere kana buladıkları yetmedi mi? 15 Nisan 2024 | 211 Okunma Neden çalışmak, ama çok çalışmak zorundayız? 11 Nisan 2024 | 90 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar