Sahi, bir Avrupa vardı!
Clint Eastwood’un 1966’da gişe rekorları kıran “The Good, the Bad and the Ugly” (İyi, Kötü ve Çirkin) filminin belki tümünü hatırlamazsınız, ama filmde “iyi” Blondie’nin, stratejik...
Clint Eastwood’un 1966’da gişe rekorları kıran “The Good, the Bad and the Ugly” (İyi, Kötü ve Çirkin) filminin belki tümünü hatırlamazsınız, ama filmde “iyi” Blondie’nin, stratejik üstünlüğü elinde tuttuğu halde kendisini nasıl tuzağa düşürdüğünü, şimdi intikamını zevkle alacağını anlatmaya dalan “kötü” Tuco’yu küvete gizlediği silahı çekip vururken söylediği ve siyasal söylemin en çok tekrar edilen kuralı olan sözünü hatırlarsınız:“Ateş edeceğin zaman ateş et; konuşma!”Trump’ın 12 günlük İsrail-İran savaşını sona erdiren ateşkes anlaşmasını bozan İsrail’e, içindeki sövüp saymalar sebebiyle tekrar etmesek daha iyi olacak konuşması, sanırım, lafı değil icraatı ön plana koyan Hollywood atasözünün tersini kanıtladı. Netanyahu, Trump’ın ateşkes anlaşmasını kolayca ihlal edeceğini sanıyordu; ama dünya televizyonları önünde ABD Başkanı’ndan öyle bir küfür yedi ki, 2 dakika sonra bütün İsrail uçakları hangarlarına girmişti.Nasıl sağlandığı hala tam bilinmeyen ateşkes anlaşmasını, Trump ağzını bozarak da olsa korurken, akla gelen çok soru var. 12 gün boyunca süren (tiyatro veya değil!) İran-İsrail savaşı, Amerika’nın, her biri 14 tonluk dağ delen bombalarla (Ağır Mühimmat Delici-MOP)...