Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
Milyonlarca Alman, sağlarında sollarında hızla gelişen sosyalizm akımına bakıyor; onun vaat ettiği adil paylaşım söylemiyle heyecanlanıyordu. Ama bir-iki engel vardı: Sosyalistler ve komünistler bir tür...
Milyonlarca Alman, sağlarında sollarında hızla gelişen sosyalizm akımına bakıyor; onun vaat ettiği adil paylaşım söylemiyle heyecanlanıyordu. Ama bir-iki engel vardı: Sosyalistler ve komünistler bir tür küreselcilik öneriyorlardı. Önde gelen sosyalist ve komünist düşünürler, siyasetçiler ise ateistti.Litvanya’ya kadar bütün orta, doğu ve kuzey Avrupa’ya yayılmış Almanlar, “Nobiscum deus/Gott mit uns” (Tanrı bizimledir) sloganı altında, Prusya çatısı altında birliklerini sonunda sağlamışlardı. Tanrı inancı altında kurdukları bu ulusal birlikten vazgeçmek kolay değildi ama feodalizm kalıntısı siyasal, sosyal ve ekonomik sistemin sebep olduğu yoksulluk da devam edemezdi. Almanlar, çevrede sosyalizmi benimseyen milletlere bakıyor ve bir çare, bir çözüm bekliyorlardı.Çözüm, “sosyalizm” kelimesinin başına “milli” sıfatını takarak ismine ekleyen İşçi Partisi’nden geldi; “Nationalsozialistische Deutsche Arbeiterpartei ” (NSDAP, Alman Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi), ki biz onu 17 milyon Yahudi, Rus, Sovyet savaş tutsakları, Polonyalı, Sırp, Çingene, engelli Alman, mason, Slovenyalı, İspanyol, Yehova Şahidi ve eşcinseli öldüren Nazi’ler olarak tanıyoruz. Bu, 1930’larda o kadar yaygın bir...