Neresi Doğu, neresi Batı?

Türkiye’nin Pekin Büyükelçisi Emin Önen’in Çin’i fetih planı, Turizm ve Kültür Bakanı Numan Kurtulmuş’un istila planlarıyla birleşince, ortaya Çin’de Türk Yılı projesi...

Türkiye’nin Pekin Büyükelçisi Emin Önen’in Çin’i fetih planı, Turizm ve Kültür Bakanı Numan Kurtulmuş’un istila planlarıyla birleşince, ortaya Çin’de Türk Yılı projesi çıkmış bulunuyor. Bunu Çin’de ve Türkiye’de karşılıklı uygulanacak çok sayıda proje izleyecek. Özetle, Çin Türkiye’ye çok ama çok yaklaşacak.

Yıllarca Çin’de bir yatırım firmasının danışmanı olarak görev yapan, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Başkanı, AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı görevlerini yürüten Emin Önen, 2007-2015 yılları arasında Şanlıurfa milletvekili olmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanlığında bulunmuştur. Bu yılın başında Pekin Büyükelçisi olarak atanan Emin Önen’in macerası, master çalışmasıyla başlıyor. “2003’ten itibaren Türk Dış Politikasında Asya Algısı” konulu bu çalışmanın ana sorusu şu: Batı’ya neden batı diyoruz, Doğu’ya neden doğu diyoruz? Ya da şöyle ifade edelim: Ortadoğu, Uzakdoğu kime göre yakındır, kime göre uzaktır?

Asya kıtasının bir ucunda Türkiye var; diğer ucunda Çin. Bir düz çizginin iki ucundaki iki ülkenin birbirini yakın veya uzak doğu veya batı diye tanımlaması akıl alıyor mu? Aynı soru örneğin Türkiye, Suriye, İran, Irak için geçerli. Bu ülkeler Türkiye’nin doğusunda değil, güneyindedir ve bizim bu bölgeyi tanımlarken “yakın” veya “orta” gibi sıfatları kullanmamız bu ülkelere bu adı takan Avrupa ülkelerinin sorunsalına düşmek veya (biraz argo olacak ama) dalgasına kapılmaktır. İlmi çalışmada da siyasette de tanımlamalar, kişinin elindeki konuya nasıl yaklaştığını, o soruyu cevaplamaktan ne beklediğini belirler. Siz güneyinizdeki bir grup ülkeye “Ortadoğu” veya Çin’e, Hindistan’a, Pakistan’a “Uzakdoğu” adını takarsanız, bu ülkelere ait fikri yaklaşımınız da bu isimleri ödünç aldığınız ülkelerin düşünce tarzlarını, bakış açılarını ödünç alacaktır. Ne var ki bu alış, öyle arzu ettiğiniz zaman “Artık almıyorum!” diyerek vazgeçebileceğiniz bir işlem değil. Buna fikri bagaj denir ve silkip atılması için 2003’ten bu yana, siyasette, diplomaside, bilimsel araştırmada yapılmakta olan türden bir devrim gerekmektedir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
ABD için ‘istikrarsızlaştırmak’ önemli 22 Nisan 2024 | 1.023 Okunma “İran Tiyatrosu” güldürmüyor 18 Nisan 2024 | 1.128 Okunma Dünyayı iki kere kana buladıkları yetmedi mi? 15 Nisan 2024 | 208 Okunma Neden çalışmak, ama çok çalışmak zorundayız? 11 Nisan 2024 | 88 Okunma ‘Türkiye: Kadim Bir Güç Uyanıyor’ 08 Nisan 2024 | 168 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar