AB hedefinden vazgeçmek mi?

Avrupa Birliği derinleşme ile genişleme seçenekleri arasında bocaladığı, farklı nedenlerle ikisini birden sürdürmeyi yeğlediği dönemde Avro’yu ve Avrupa Merkez Bankası’nı hayata geçirmeyi...

Avrupa Birliği derinleşme ile genişleme seçenekleri arasında bocaladığı, farklı nedenlerle ikisini birden sürdürmeyi yeğlediği dönemde Avro’yu ve Avrupa Merkez Bankası’nı hayata geçirmeyi başarmıştı. Almanya-Fransa ekseninin öncülük yaptığı, Büyük Britanya’nın mesafesini koruduğu bir yükseliş dönemiydi bu. İşin doruğu Avrupa Anayasası olacaktı elbet. AB’nin yönetsel modeli değişecek, Türkiye için de -hem tam üyelik süreci açısından hem de tam üye olması durumunda- daha avantajlı bir yapı ortaya çıkacaktı. Olmadı, bir dizi referandumla anayasa süreci içinden çıkılmaz bir hal aldı. Yükseliş eğrisi tersine döndü. *** AB’nin içine düştüğü durumun ana nedeni bu değil elbette, ama bu başarısızlığın da AB’nin işlevselliğini yitirmesinde payı var. AB, pek çok küresel ve bölgesel altüst oluş sonrası, siyasi bir daralma, hatta bir tür çözülme hali yaşıyor bugün. Avrupa aklını teslim alan içe dönmecilik AB’nin etkin bir siyaset üretmesini engelliyor, Türkiye ile ilişkilerini de zehirliyor. AB’nin çifte standartçı tutumundan burada söz etmeye gerek bile yok.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Veda yazısı 28 Ekim 2017 | 746 Okunma Hücum Beşiktaş, Hücum! 26 Ekim 2017 | 85 Okunma AB hedefinden vazgeçmek mi? 24 Ekim 2017 | 155 Okunma Neden ve nasıl büyük ülkeyiz? 21 Ekim 2017 | 183 Okunma Beşiktaş’ın temel önceliği ne? 20 Ekim 2017 | 119 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar