AI Bakanlığı ne işe yarar?

Ben geçenlerde başka pek çok ülkede olduğu gibi bizde de dijitizasyon/dijitalizasyon/yapay zeka (Artificial Intelligence - AI) ile görevli bir bakanlık olsa ne şahane olur demiş ve ayrıca bir kaç neden yazmıştım...

Ben geçenlerde başka pek çok ülkede olduğu gibi bizde de dijitizasyon/dijitalizasyon/yapay zeka (Artificial Intelligence - AI) ile görevli bir bakanlık olsa ne şahane olur demiş ve ayrıca bir kaç neden yazmıştım altına. Bugün müsaadenizle geçerken değindiğim bu önemli konuya bir daha döneyim. Ne aradığımı anlatayım bugünkü sohbette.

Önce şu noktadan başlayayım yine. Türkiye çok merkeziyetçi bir üniter devlettir. Türkiye’nin çok merkeziyetçi olması, yetkilerin asla tek bir noktada toplanmış olması anlamına gelmez. Her alandaki yetkiler bir çok bakanlık arasında paylaşılmıştır. Türkiye, çok merkeziyetçidir ama her alandaki idari yetkiler hep çok parçalıdır. Herhangi bir işi baştan sonra ele almak için yedi - on bakanlığı/idareyi bir araya getirmeniz ve bir uyum sağlamanız, kurumsal taassupları aşmanız gerekir.
Nisan ayındaki referandum biteli yedi ay oldu, hükümet etme sistemi değişti. Ama ben daha memleketin nasıl idare edileceğini anlamış değilim doğrusu. “Bütün imzaları ben atayım”dan etkin işleyen bir idari yapı kendiliğinden asla çıkmaz. Biz şimdilik, “bütün imzaları kimin atacağını, onu nasıl seçeceğimizi” belirledik. Ama dosyaların o “imza atılacak” noktaya doğru bundan böyle nasıl tekemmül ettirileceğini daha konuşmaya başlamadık bile. Konuşmazsak ne olur? Atılan imza devalüe olur. Boşuna enerji israf etmiş oluruz. Hiçbir şey değişmez. Şimdiden söylemiş olayım.

Çağımızın temel belirleyicisi teknolojik değişimdir. Yeni teknolojiler iş süreçlerini kapsamlı bir biçimde dönüştürmektedir. Yeni sanayi devrimi hayatımızı değiştirmektedir. Türkiye gibi önceki sanayi devrimlerini kaçıran ülkelerin bu kez geride kalmamak için huzursuz olmalarını beklemek gerekir. Küresel teknolojik değişim çağında, dönüştürücü/yıkıcı teknolojiler ile birlikte acil cevap bekleyen bir dizi yeni politika sorusu tanımlayabilmek mümkündür.

Bunların ilki, Türkiye gibi ülkelerin, yeni teknolojilerin transferi ve sektörden sektöre yayılması için alması gereken tedbirlerdir. Türkiye düne kadar kırdan kente göç ile verimlilik artışları sağlayarak, iktisadi büyümesini sürdürüyordu. 1960’larda kentleşme oranı yüzde 30’lardaydı.

Şimdi artık yüzde 75 ile Almanya’nın kentleşme oranına vardık. Artık sektör içi verimlilik artışlarının önemli olduğu bir yeni aşamaya geldiğimizde, tüm sektörleri aynı anda dönüştürme potansiyeline sahip yeni sanayi devrimi teknolojileri Türkiye gibi ülkeler için bir büyük lütuftur. Büyük bir şanstır. Tam ihtiyacımız olduğu anda ortalığı saran biyoteknoloji, nanoteknoloji, bilgi ve iletişim teknolojileri tabanlı yeni sanayi devrimi kaçırılmaması gereken bir kocaman fırsattır.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türk lirası artık kurtulmuş sayılır mı? 01 Ekim 2018 | 580 Okunma Ali Rıza Amca yine derin bir merak içindeydi 24 Eylül 2018 | 390 Okunma Para bol bulamaç olunca, yatırımcı ne yapar? 17 Eylül 2018 | 227 Okunma Bütün bu işin Türkiye’nin ihracatına bir faydası olur mu? 10 Eylül 2018 | 156 Okunma Aslında Y kuşağının işi daha zor 07 Eylül 2018 | 340 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar