Uber işi bitmez

Geçen hafta Amerika’nın başkenti Vaşington’daydım. Kaldırımda yürürken, yanımdan elektrikli scooter’la biri geçti ve tam yanımda, kaldırımın kıyısında, aleti bırakıp gitti. Ben...

Geçen hafta Amerika’nın başkenti Vaşington’daydım. Kaldırımda yürürken, yanımdan elektrikli scooter’la biri geçti ve tam yanımda, kaldırımın kıyısında, aleti bırakıp gitti. Ben de resmini çektim. Rengi yeşildi. Lime-S markalı elektrikli scooter’ın üzerinde “Bu araç GPS ile takip edilmektedir.” diye de yazıyordu ayrıca. Kullan-bırak uygulamalarında bir yeni aşamaya geldiğimizi böylece öğrenmiş oldum. Bugün lafa buradan başlayayım ve birkaç sonuç çıkartayım, müsaadenizle.

Geçen gün Sayın Cumhurbaşkanımız, İstanbul’daki seçim kampanyası sırasında taksicilerin oyunu isterken, “Artık Uber işi bitti.” demiş. Hepinize şimdiden söylemiş olayım: Uber işi bitmez. Bunu, yasaklarla olmaz anlamında demiyorum ayrıca. Hayal kurmayalım. Taksi plakası rantına alışmış birkaç bin İstanbul seçmeninin oy davranışını etkilemek, İstanbul’u almak için kritik olabilir. Ama teknolojik değişim açısından bu tür bir yasaklama kararı, sonucu değiştirmez. Taksi plakası rantına alışmış seçmenlere, şimdiden bir yatırım tavsiyesi vereyim: “Bu fırsattan faydalanın, taksi plakasından çıkın.” Bu Uber’in geldiği yerde daha neler neler var.

Kullan-bırak bisiklet ve elektrikli scooter uygulamaları, Lime-S ile birlikte iki sabit istasyon arasında gidip gelmekten kurtuldu

Eskiden şehirlerde hareket kabiliyeti denilince, toplu taşıma araçlarına doğru gitmekten bahsederdik. Şimdi, özellikle şehir merkezlerinde daha az araba, daha çok bisiklet ve scooter göreceğiz sanırım. 20. yüzyılın siyasetçileri anlamakta güçlük çekebilir ama 21. yüzyılın siyasetçileri, şehir merkezlerine değil taksi, araba bile sokmamak için tedbir almak zorunda kalacaklar. Neden? Bu yüzyılın seçmenleri, yakında bunu isteyecekler de ondan. Hayat değişirken, teknoloji hayatımızı değiştirirken siyaset de aynı kalmayacak herhalde. O da değişecek. Not edeyim, aklınızda bulunsun.

Vaşington’da, şehir merkezlerinde bisiklet ve elektrikli araç kullanımının niteliğinin Lime-S ile birlikte değişmeye başladığını fark ettim doğrusu. Lime-S öncesinde belediyeler, belli yerlere bisiklet bırakırlardı. Onları alıp yine kilitleyebileceğiniz bir başka sabit noktaya kadar gider ve orada bırakırdınız. Seyahat, iki istasyon ya da durak arasıydı bir nevi. Halbuki Lime-S ve kardeşi Bird ile birlikte artık bir sabit noktadan başka bir sabit noktaya gitmek zorunda değilsiniz. Aynı Uber’de bakar gibi akıllı telefonunuzdaki uygulamadan yakınlarda nerede Lime-S var hemen bulabiliyorsunuz. Hem scooter hem bisiklet. Hangisini isterseniz binip gidiyor ve gittiğiniz yere bırakıyorsunuz. Kalan işlere şirket bakıyor zaten. Bana pek pratik geldi doğrusu. Üstelik saatte 25 kilometre hızla seyahat etmek mümkün.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türk lirası artık kurtulmuş sayılır mı? 01 Ekim 2018 | 579 Okunma Ali Rıza Amca yine derin bir merak içindeydi 24 Eylül 2018 | 390 Okunma Para bol bulamaç olunca, yatırımcı ne yapar? 17 Eylül 2018 | 227 Okunma Bütün bu işin Türkiye’nin ihracatına bir faydası olur mu? 10 Eylül 2018 | 155 Okunma Aslında Y kuşağının işi daha zor 07 Eylül 2018 | 338 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar