7 dakikalık vahşet

7 dakika süren vahşi bir cinayet... 7 dakika boyunca korkunç sesler... 7 dakika süren boğarak öldürme... Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolos-luğu’nda boğularak...

7 dakika süren vahşi bir cinayet...

7 dakika boyunca korkunç sesler...

7 dakika süren boğarak öldürme...

Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolos-luğu’nda boğularak öldürülmesi 7 dakika sürmüş.

Ses kayıtları o dehşet dolu 7 dakikayı ortaya koyuyor.

Sinema filmi falan değil.

Bir gazeteci, bir uluslararası aydın, etiyle kemiğiyle canlı bir insan boğularak öldürülüyor.

Canını kurtarmak istiyor, boğuşuyor, debeleniyor bu arada katilin ya da katillerin sesleri...

Dinleyenlerin kanını donduracak vahşet.

Ve ne yazık ki bu cinayet İslam’ın doğduğu bir devletin başkonsolosluğunda planlanarak, taammüden, katil ve temizlikçi ekipler özel uçaklarla gönderilerek işleniyor.

Artık bunu tevili olamaz.

Suudi Arabistan’ın bu lekeyi suçluları ve azmettiricisiyle birlikte cezalandırarak temizlemesi gerekir.

..........................

Ve...

Bunun yapılmaması halinde üstünün örtüleceği sanılmasın.

Hande Fırat’ın Hürriyet’teki yazısının son satırında kalmış, belki de dikkatten kaçabilecek cümlelerini yansıtayım:

 Türkiye belli ki Prens’in keyfini ya da hukukunu beklemeyecek.

Türkiye bu işin peşini bırakmayacak.

Bu cinayetin ulusal olmaktan çok uluslararası boyutu var.

Cinayetin uluslararası yargıya taşınabilmesi için de çalışma yapılıyor. 

Hande bu hazırlığa uçakta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Prens ‘Benim özel temsilcime olayı aydınlatacağım, gereğini de yapacağım’ diyor. Biz de sabırla bekliyoruz”söyleminden hemen sonra işaret etmiş.

Belli ki uçakta böyle bir izlenim almış.

........................

İlk günlerden itibaren uzun süre sadece bazı köşe yazarlarının satırlarında okuyorduk:

“Kaynak-larıma göre, Cemal Kaşıkçı cinayeti sırasında alınan ses kayıtları varmış...”

Yani...

“Mışlı geçmiş” olarak “doğru olabilir de, olmayabilir de” kabilinden ifadeler.

Ama...

Resmi açıklamalarda
yer almıyordu.

Sonra...

“İstanbul’a gelen CIA Başkanı’na ve Suudi Arabistan Başsavcısı’na da bazı ses kayıtlarının dinletildiği” yolunda haberler yayımlandı.

Ancak...

Resmi açıklamalarda
gene yoktu.

......................

Fakat...

Nihayet en üst makamdan resmi açıklama yapıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Paris dönüşü uçakta gazetecilere şöyle dedi:

“Biz bu cinayetle ilgili ses kayıtlarını bizden isteyenlerin hepsine dinlettik.

İstihbarat örgütümüz hiçbir şeyi saklamadı.

Suudiler dâhil ABD, Fransa, Kanada, Almanya, İngiltere, kim istediyse dinlettik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan Suudi Arabistan İstihbarat Başkanı’nın da bu ses kayıtlarını dinlediğini, şöyle tepki gösterdiğini de eklemiş.

“Herhalde bu eroin almış, ancak bunu eroin alan birisi yapar diyecek kadar adam burada
şoke oldu.”

.......................

Suudi Arabistan değil, hiçbir devlet böylesine kanıtlarla ortada, apaçık cinayeti taşıyamaz.

Ya elindeki 18 kişilik cinayet ve temizleyici timi konuşturacak, cinayeti, cesedin ne yapıldığını kesinleştirecek, faillerini cezalandıracak...

Ya da -giderek kuvvetlenen ihtimalle- uluslararası yargıya gidecek bu dosya.

Ve şunun da altını çizeyim.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan Suudi Kralı Selman bin Abdülaziz’e saygısını vurgulamakta ve onu bu sürecin dışında tuttuğunu özenle ifade etmekte”.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Misilleme sarmalı 18 Nisan 2024 | 188 Okunma ‘Caydırıcı olsun ama tırmandırmasın’ 17 Nisan 2024 | 149 Okunma İran’ın savaş makinesi 14 Nisan 2024 | 250 Okunma Laiklik günü... 12 Nisan 2024 | 89 Okunma Futbolda derin şiddet 10 Nisan 2024 | 130 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar