Başkan’ın tüm sanatçıları

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı artık iyice tanımış olmalıyız. En belirgin özelliği, kendisine uzatılan eli geri çevirmemektir. Eğer ülkeye ihanetin bir unsuru değilsen, şahsına...

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı artık iyice tanımış olmalıyız.
En belirgin özelliği, kendisine uzatılan eli geri çevirmemektir. Eğer ülkeye ihanetin bir unsuru değilsen, şahsına, ailesine, ülkesinin ve İslâm’ın değerlerine küfretmemişsen, istediğin kadar eleştir önemli değil. Erdoğan, karşılaştığında seni beklemez el uzatır ve hâl hatır sorar. İnsani ilişkiler onun için çok önemlidir. Bu toprağın büyüttüğü ve yoğurduğu bir insandır. Duygulandığında ağlar, bir başkasının başına gelene üzülür. Bizdendir, bizim gibidir.
Bazen onun da dudaklarından “Keşke demeseydi” diyebileceğimiz sözcükler, cümleler dökülüverir. İnsanlık hâlidir ve her seferinde onun yerine koymamız gerekir kendimizi. Onca külfetin ve yükün altında ülkeyi yönetirken maalesef yol kazaları da olabiliyor. Ama bakıldığında hep onarıcı olmaya çalıştığını görürüz. Özellikle, ülkeyi ve insanlarını kutuplaştırmak, birbirine yabancılaştırıp düşmanlaştırmak için kurgulanmış bir psikolojik saldırının algı çarpıtmalarıyla egemen kılındığı, ayrışmanın körüklendiği bir iklimde kucaklaşmayı başarmak o kadar da kolay olmayabiliyor.
Son zamanlarda Erdoğan’dan peş peşe iki atak geldi. Birincisi “uzlaşmaz” bir Erdoğan ve hükûmet muhalifi olarak bilinen, Kompozitör ve Piyanist Fazıl Say’ı annesinin ölümü nedeniyle telefonla arayarak başsağlığı dilemesi, ikincisi de ODTÜ mezuniyet töreninde “Tayyipler Dünyası” başlığı altında çeşitli hayvanları sevimli bir biçimde de olsa Tayyip Erdoğan’a benzeten bir pankart taşıyarak çok tepki çeken kızlı erkekli öğrencileri Külliye’de kabul etmesiydi. Cumhurbaşkanı öğrenciler ve ailelerinin görüşme isteğini geri çevirmediği gibi onlarla çok sıcak bir havada sohbet etti. Bir öğrencinin TÜBİTAK ile birlikte bir proje üstüne çalıştığını öğrenip ona destek verdi. Öğrencilere yerli marka Venüs telefonu armağan etti.
Ama hem Fazıl Say, hem de ODTÜ’lü öğrenciler sosyal medyada trollerin lincine uğradı. Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz büyük fotoğraf ustası Ara Güler de sırf Erdoğan’ın fotoğraflarını çektiği için linç edilmişti.
Hürriyet’in malum zatları “Ay ne güzel, bu hep devam etsin. Ama keşke Gezi olayları sırasında da böyle davransaydı Cumhurbaşkanı” dediler.
Bunu yazan balık hafızalı omurgasız o geceyi unutmuştu anlaşılan.
12 Haziran’ı 13 Haziran gününe bağlayan geceydi.
Gezi patladığında yurt dışında olan Başbakan Tayyip Erdoğan döner dönmez görüşme talep eden heyeti kabul etmeye karar vermişti. Yetkililerle yürütülen telefon trafiği sonucunda “Çözüm” için devreye giren heyetin içinde Sunay Akın, Halit Ergenç, Mahsun Kırmızıgül, Nebil Özgentürk, Yavuz Bingöl, Ceyda Düvenci, Levent Üzümcü ve Can Dündar yer aldı. Bu heyete sonradan Ali Sunal ile Sertab Erener de katıldı ama ardından Can Dündar’ın ismi çizildi. O zamandan anlamışlardı ne mal olduğunu.
Ama Nebil Özgentürk “Artık Gezi toplumsal bir harekete dönüştü, bu yüzden halkı temsil edecek isimler katılmalıdır” diye itiraz edince heyete TMMOB Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, KESK Sekreteri Canan Çalağan, DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nden Beyza Metin, İstanbul Tabip Odası Sekreteri Ali Çerkezoğlu, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, Semt Dernekleri Sözcüsü Cem Tüzün ve Taksim Dayanışma Platformu’ndan Derya Karadağ da heyete âdeta DEVRİM KONSEYİ kılığında dâhil oldu.
Toplantı odasında Başbakan dışında, AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Kültür Bakanı Ömer Çelik, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Başbakan’ın kızı Sümeyye Erdoğan vardı.
Bu toplantıda, oda ve sendika temsilcileriyle onları öneren sanatçı yancısı ve yalakası isimlerin, sanki iktidarı almak üzere hükûmet binasına girip Başbakan’la teslim olma şartlarını konuşan BOLŞEVİK DEVRİMCİLERMİŞ gibi davranmaları, Taksim Platformu üyelerinin üçüncü havalimanı ve köprü projelerinden de vazgeçilmesini içeren talepler listesi sunması tam bir kepazelikti!.. Nitekim Erdoğan sabırla sürdürdüğü ve sayfalarca not aldığı 5 saatin sonunda toplantıyı bırakıp gittiğinde Ömer Çelik “Hepiniz hayal kırıklığısınız” diyerek ortadaki sefilliği suratlarına vurdu.
Erdoğan’ın işte o vakitten beri kendisine sanatçı adını veren ama bazı anlarda militan politik kimlikle karşısına çıkan karakterlerden sıtkı sıyrıldı.
O tarihten sonra, Erdoğan’ın davetlerindeki isimler de değişmeye başladı. Başbakan'ın Gezi rezaletinden kalma hassasiyeti iyice abartılmış olmalı ki umulmadık ve sanatçı kavramıyla yan yana gelmesi bile düşünülmeyecek isimler her yerde boy gösterdi. Aralarındaki gerçekten sanatçı diyebileceğimiz isimleri saysan bir elin parmaklarını geçmiyordu.
Şimdi bu dönemi geride bıraktık ve Gezi’den kalan tatsız hatıraları daha fazla saklamaya, demlendirip üzerinde tepinmeye gerek yok. Sözünü ettiğimiz ekibin içinde yer alan âdeta Gezi vandallığının sözcüsü gibi davranan ve sanatçılıkla ilgisi bulunmayanların yaptığı terbiyesizlikleri de sanat camiasının tamamına teşmil etmek anlamsız.
Şimdi barışma zamanıdır. Türkiye’nin edebiyat, sinema, tiyatro, resim, heykel, mimari gibi sanat dallarında eserleri bulunan yüzlerce ismin ülkenin Cumhurbaşkanı ile 15-20 kişilik dar kadrolu toplantılarda bir araya gelme fikrine sıcak bakacaklarına eminim. Bu diyaloğu artık kurmak gerekiyor. Ama harcıâlem isimleri sanatçı diye Külliye’ye sokanlarla değil, ciddiyetle yapacak olanlarla.
YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
PKK’nın Avrupa’daki Türklere saldırıları ülkemiz için bir işaret 28 Mart 2024 | 2.559 Okunma Yalnızca vaatlerini değil FETÖ TV’lerindeki konuşmalarını ve ilişkilerini de hatırlamıyor 26 Mart 2024 | 3.867 Okunma Hükümet kamu yöneticilerini FETÖ’cülere karşı savunmasız bırakmamalı 23 Mart 2024 | 2.465 Okunma FETÖ’cü ve PKK’lı gençler! Özgür amcanız darbe için hazır, sizi bekliyor… 21 Mart 2024 | 3.332 Okunma İmamoğlu’nun asıl sancısı; Kandil’in kesin kararını henüz vermemiş olması mı? 19 Mart 2024 | 3.777 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar