Seyahat tehditleri turizmi “yerli ve milli” yapar mı?

1990’lı yılların başında, PKK ile savaşımın yoğunlaştığı bir zaman diliminde Batı Avrupa’dan ilk turizm tehdidi gelmişti. Verilen her Mark’ın Kürtlere bir kurşun olarak geri...

1990’lı yılların başında, PKK ile savaşımın yoğunlaştığı bir zaman diliminde Batı Avrupa’dan ilk turizm tehdidi gelmişti. Verilen her Mark’ın Kürtlere bir kurşun olarak geri döndüğü propagandası ile özellikle Alman turistlerin ülkemizi boykotu isteniyordu.

Daha sonra İskandinav ülkeleri benzer çağrıda bulundular. Hiçbirisi Saddam’ın Kuveyt’i işgali sırasındaki, turist gelişinin bıçak gibi kesiliş etkisini göstermedi. Turizm hareketleri çok etkilenmedi. Parantez içinde belirtmekte yarar var; o günkü Türkiye karşıtlığının bugünkülerden farkı, tepkilerin kişiye değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne oluşuydu!

Son iki-üç yıldır herkesin bildiği üzere, Başta Batı Avrupa olmak üzere Rusya’nın içinde bulunduğu bazı ülkeler yine turizm kartını oynuyorlar. İşin kötüsü, bu kez 1990’lardan farklı olarak, uygulanan seyahat boykotu tutuyor. Bazı ülkelerde bu, liderin bir emri olarak yerine getirilirken, daha demokratik olanlarında halkın öz iradesi öne çıkıyor!

Türkiye’yi yöneten siyasi güç, gittikçe yükselmekte olan dış ticaret açığının turizmden gelecek sıcak nakit akışı yani döviz ile ancak kapatılabileceğini biliyor. Bu anlamda, Batı Avrupa’da yaşayan yurttaşlardan medet umarak, komşusu olan yabancıları da beraberlerinde getirmeleri naif çağrısını bile yapıyor. Olmuyor tabii…

Neredeyse Türkiye toplamının yüzde 10’u bulan turizm işgücünü yoksun bırakmamak için bu kez devreye iç turizm sokuluyor. Milliliği tartışılan ama yerliliği su götürmez iç turizm de beklenen etkiyi vermiyor. Türk insanının azalan alım gücünün, böyle bir lükse(!), dinlence hakkına bile elvermediği rakamlarla ortaya çıkıyor.

Türk Dışişleri Bakanı’nın Alman Dışişleri Bakanı ile görüntülendiği son haftalardaki demli çay partisi ne denli işe yarar bilinmez ama ABD ve Rusya’dan gelen yeni seyahat uyarıları bu günlerde turizmcilere kabus gördürüyor. Afrin ve İdlib’deki, özellikle ABD ile tırmandırılan gerginlik de işin cabası…

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ergun Hiçyılmaz’ın ardından 14 Şubat 2024 | 442 Okunma Deve pazarlığı 27 Ocak 2024 | 113 Okunma Ülke tarihinin gördüğü en ‘siyasi’ yerel seçim 10 Ocak 2024 | 146 Okunma Seçmece başlıklarla 2023 yılı özeti 31 Aralık 2023 | 41 Okunma Cumhuriyetin başkenti Ankara ve Anıtkabir 29 Ekim 2023 | 50 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar