Bir başka Cumhuriyet hikayesi
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 99. yıldönümünü dün itibarıyla idrak ettik. Yüzüncü Yıl'a şunun şurasında bir yıl kaldı. Yedi düvelin, Vekâlet Savaşları'nın erken bir...
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 99. yıldönümünü dün itibarıyla idrak ettik. Yüzüncü Yıl'a şunun şurasında bir yıl kaldı. Yedi düvelin, Vekâlet Savaşları'nın erken bir örneği olarak bundan yüz yıl önce Anadolu topraklarına saldırttığı Yunanistan'ın haricinde İngiltere, Fransa ve İtalya, ülkemize karşı düşmanca tutumlarının bedelini, bu toprakları terk etmek zorunda kalarak ödediler.
Elbette İstiklal Savaşı, Türkiye için bir 'Pirus Zaferi' değildi. Çünkü bedeli ne olursa olsun her halükârda verilmesi gereken bir mücadeleydi. Ve Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde Türkiye, Batı'ya karşı askeri mücadeleyi kazandı.
Derken o dönemde zaten 100 yıldır yüzünü Batı'ya dönmüş olan ülkenin, iyice Batılılaşma akımının etkisine girdiğini görüyoruz. Batılılaşma ise zaman zaman doz aşımı bir niteliğe büründüğü için 1923 ile çok partili hayata 'de facto' olarak geçebildiği 1950 senesine ve sonra bunun da ilk askeri darbeyle akamete uğratıldığı 1960'a kadar ülkemizde yaşananlar, ibretlik dersler içerir nitelikte.
Bilhassa Atatürk'ün ölümünden sonra İnönü'nün, askeri de yanına alarak tesis ettiği siyasi hegemonyanın Türkiye demokrasisine verdiği zararın izleri, nevi şahsına...