Altın, dolara; edebiyat, sinemaya karşı...
Edebiyat, 'entelektüel piyasanın altını'dır. Sinema ise entelektüel piyasanın doları. Ekonomi ve kültür; yalnızca iri mecazi laflarla bir araya gelebilecek etkileşimsiz alanlar olarak değil, bilakis belirli açılardan...
Edebiyat, 'entelektüel piyasanın altını'dır. Sinema ise entelektüel piyasanın doları. Ekonomi ve kültür; yalnızca iri mecazi laflarla bir araya gelebilecek etkileşimsiz alanlar olarak değil, bilakis belirli açılardan birbirini esinleyen, dönüştüren ve Covid-19'un varyantları gibi yer yer olumlu, yer yer de olumsuz anlamda mutasyon geçiren 'disiplinler' olarak görülmeli.
Başlıktan ve girizgahtan anlayacağınız üzere; bugün Üç Boyutlu Portre'de bir ekonomi ve kültür yazısı yazacağım. (Ayrıntıları yine yazının internet versiyonuna bırakmak kaydıyla) Ya da önceliği kültüre ayırıp, "Kültür ve ekonomi yazacağım" mı deseydim! Gel gör ki 'Altyapısız üstyapı olmaz' diye bir kaide var. Klasik Marksizm öyle der ya! Gerçi son 100 yılda işler değişti. Ekonomi ve kültür; artık altyapıdan üstyapıya ve üstyapıdan altyapıya doğru bir etkileşim içinde.
KÜRESEL ASGARİ ÜCRET ÇAĞI
Devletler; ekonomik olarak adil biçimde büyümek ve kazancı adil bölüşme anlayışını benimseyen bir eko-kültür' tesis etmeye mecbur. Çünkü bunun aksi, küresel güvenlik sorunlarını beraberinde getirecek.
Küresel asgari ücret olarak nitelendirebileceğimiz evrensel temel gelir kavramının...