Mesuliyet alanını terk edip kalbur ile su taşımaya kalkmak diye buna denir işte!

Geçtiğimiz hafta sonu sosyal medyanın en yoğun tartışması ve “müdahalesi” iki konu üzerinden ilerledi. Şarkıcı kadının, sevgilisi olan adamdan gördüğü şiddet ve kahramanlığı...

Geçtiğimiz hafta sonu sosyal medyanın en yoğun tartışması ve “müdahalesi” iki konu üzerinden ilerledi. Şarkıcı kadının, sevgilisi olan adamdan gördüğü şiddet ve kahramanlığı ile ünlü bir şehrimizin itfaiye binasında yapılan defile.

Önce birinci haberden başlayalım.

Haberlerin seyri, sevgilisinden şiddet gören şarkıcı kadının yanında olanlara odaklanan magazinel bir dil üzerinden devam etti. Neden şarkıcının yanında olmalıyız konulu vidyolar, mesajlar birbirini izledi.

Meramımı anlatmak için sonda söyleyeceğimi başta söylemeliyim. Şarkıcının arkadaşlarının sosyal medya hesaplarından kendisine destek vermeleri gayet normal, anlaşılabilir bir durum. Lakin kamuoyu olarak bize düşen, birinin yanında olmak değil. Bize düşen, şiddet uygulayanların cezalandırılmasını sağlamak ve şiddetin yayılmasına engel olmak.

Şiddet uygulayanları cezalandırmak için, hukuk ve emniyet güçleri görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmek zorunda. Ne ki son yıllarda görev ve sorumluluk bilinci oldukça yara almış olduğundan “göbeğini kendi kesmek isteyenler”in sayısı hızla artıyor. Bir taraftan derin ilişkilere, mafya örgütlenmesine karşı durmak isteyeceksiniz bir taraftan da kurumları parantez içine almaya kalkacaksınız. İçinde debelendiğimiz sorunlar yumağının düğüm noktası burası. Kurumların daha sağlıklı bir şekilde işlemesi için eleştirel aklı devreye sokmak yerine şikayet ve küfür dilini harlayarak, linç kültürünü besleyerek, sevdiklerimizin hep haklı, sevmediklerimizin hep suçlu olmasını dileyen, kelimelerle totem yapan ergen davranışları sergileyen medya mensupları, sosyologlar, psikologlar görevlerini yerine getirmiş olmuyor.

Şiddete “şiddetle tepki vermek” ilkesinden hareketle ortaya çıkan davranışlar zinciri sorun çözücü olmaktan ziyade, bilakis sorunu besliyor.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 33 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 98 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 231 Okunma Kitapların sayfaları gençlere ve çocuklara çok mu uzak? 29 Mart 2024 | 149 Okunma Negatif nasihatler ile insan-ı kâmil değil, esfel-i safilîn olunur... 22 Mart 2024 | 317 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar