Küçük hikâye ile büyük hikâye arasında Ermeni Meselesi

Nisan ayı gelince her yıl, başını Fransızların çektiği Avrupalı ve Amerikalı parlamenterler, Osmanlı’nın “Ermeni Soykırımı”yaptığına dair görüşlerini tazeler. Yerli...

Nisan ayı gelince her yıl, başını Fransızların çektiği Avrupalı ve Amerikalı parlamenterler, Osmanlı’nın “Ermeni Soykırımı”yaptığına dair görüşlerini tazeler. Yerli halkları imha eden ABD, Cezayir’de soykırım yapan Fransa, Yahudileri katleden Almanya kendi yakın geçmişlerini unutturmak, silmek için düzenli olarak Osmanlı’nın Ermenilere soykırım yaptığını tekrarlamaya devam eder.

Hatırlayacaksınız geçtiğimiz hafta Dış İşleri Bakanı Sayın Mevlüd Çavuşoğlu Fransız kadın Parlamenterin suçlamalarına, Fransızların Afrika’da uygulamış olduğu soy kırımı hatırlatarak ustalıklı bir manevra ile cevap verdi. Kadın Parlamenterin tepkisi dinlemeyi reddederek salonu terk etmek oldu.

Devletler düzeyinde siyasi bir manevra alanı olarak devam eden “Sözde soykırım iddiaları”, arşiv vesikaları üzerinden değil daha ziyade “küçük hikâye” ve iddialar üzerinden devam ediyor.

Sorun şu ki arşiv belgelerine ziyadesiyle güvenen Türkiye olarak, küçük hikâyenin kayıtlara alınması konusunda tutuk davranıyoruz. Nitekim 24 Nisan’da Beştepe Külliyesi’nde yapılan “Arşivlerimizin Gelişimi, Vizyonu ve Tarih Araştırmalarına Katkısı Sempozyumu”nda konuşan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Doğu Anadolu bölgemizdeki Müslüman ahaliyi kadın, çocuk, ihtiyar demeden katleden Ermeni çetelerinin ve onlara destek verenlerin tehciri, böyle bir dönemde yapılabilecek en makul davranıştır. Tehcir başka bir şey, katliam başka bir şey” ifadelerinin, küçük hikâye ile desteklenmesi gerekiyor.

Küçük hikâye derken neyi kast ediyorum? Tek tek bireylerin tanık olduğu ve anlattığı hikâyeler...

Sayın Fatma Şahin’in desteğiyle yürüttüğümüz “Kadınların Dilinden Antep’in Dündökümü” adlı çalışmada Nazife Şişman ile birlikte “yakın geçmiş”in günlük hayat üzerinden kaydını tutmaya çalışıyoruz. 70 yaşın üzerindeki kuşakta Antep Savaşı, Ermeni komşuların Antep Savaşı esnasındaki tutum ve davranışları, dün kadar taze. Önemli olan, bu kuşak henüz hayatta iken dünün kaydını bireysel hikâyeler üzerinden tutabilmek.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Almanlar et başında” 26 Nisan 2024 | 415 Okunma Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 725 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 98 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 232 Okunma Kitapların sayfaları gençlere ve çocuklara çok mu uzak? 29 Mart 2024 | 150 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar